ŞALFED Kongresi yaklaşıyor ve halihazırda iki liste var. Biri mevcut başkan Muzaffer Bayraktar’ın, diğeri Köksal Durmuş’un. Her iki başkan adayıyla da yaptığımız röportajları sitemizde yayınladık.
Seçim varsa yarış da olacaktır. Görüşmeler, konuşmalar, pazarlıklar, kulisler yapılacak, belki bazen tansiyon yükselecek, futbol tabiriyle ifade edersek “nizami şarj”lar olabilecektir. Bunlar anormal şeyler değil. Ancak hadise Türkiye’nin ilk ilçe federasyonunun varlığına ve bizatihi Şalpazarlılara zarar verme aşamasına gelirse işin boyutu değişir. Bizim kulağımıza “seçimi kaybedersek federasyondan çekiliriz” gibi inanmak istemediğimiz ve söylendiğine pek ihtimal vermediğimiz sözler geldi çünkü. İhtimal vermiyoruz, çünkü eminiz ki Şalpazarlılar ilçelerinin Trabzon’un ilçeleri arasındaki pozisyonunun pekâlâ farkındadırlar. Görevim icabı İstanbul’daki Trabzonlularla temas halindeyim ve Şalpazarlı olduğumu söylediğimde bıyık altlarında saklanmaya çalışılan gülmeleri fark ediyorum çünkü.
Özellikle Kirazlıtepe’de yaşayan hemşehrilerimiz, şöyle bir İstanbul’a doğru baksalar ve kendi muhitlerine benzer coğrafi pozisyondaki muhitlerin halini bir değerlendirseler çok iyi ederler. Karşıda gökdelenler, beri tarafta Koç’un malikanesinin bulunduğu Nakkaştepe. Vesaire. Bu güzellik bize kalır mı acep? Tepe’de Boğaz’a nazır bir villa yapılsa kaç para eder dersiniz?
Hayat zor ve acımasız. Ve zaten Şalpazarlılara çok cömert davranmamış. Gerek federasyon ve gerekse derneklerin büyük çoğunluğu, bir organizasyon düzenleyeceğim diye göbekleri çatlıyor. Git ondan yardım iste, git bundan destek iste. Gecede sahneye çıkardığın belediye başkanının burnuna mikrofonu daya, salonun parasını iste.
Geçtiğimiz günlerde merkezi Aksaray’da bulunan Of-Hayrat Derneği’nin kongresine gittim. Kongre dediysem seçim meçim yok, bir konu tartışıyorlar. Bazı üyelerinin bağışıyla (yüklü bağışlar tabiî bunlar) mezarlık yapmak amacıyla bir arazi satın almış ve derneğe kazandırmışlar. İşte o arazi için “planladığımız gibi mezarlık mı yapalım yoksa başka türlü mü değerlendirelim? Orası ileride çok daha büyük para eder?” diye tartışıyorlar. Dernek başkanı, mezarlık yapıldığı takdirde satılacak mezar yerlerinden derneğe toplam iki milyon TL. gelir beklediklerini söyledi! Yani eski parayla iki trilyon lira. Başka türlü değerlendirilirse ne kadar gelir bekliyorlardı Allah bilir.
Bu insanlar nasıl oldu da bu seviyelere gelebildiler? İstanbul’un orta yerinde hükümet binası gibi apartmanı diktiler ve içinde oturup milyonlarca liralık geliri konuşuyorlar? Limon satarak değil kuşkusuz. Siyaset-ticaret-bürokrasi döngüsünü kurdular, işlettiler ve bu noktaya geldiler. Söz konusu döngüden neyi kast ettiğimi anlayan anladı, anlamayanlar için en açık şekliyle yazayım: Bir grup insan (hemşehri topluluğu ya da para babaları filan) bir araya gelir, bir siyasetçiyi ya da bürokratı destekleyerek bir makama getirir, o da meşru yollardan o bir grup insana devletin imkanlarını aktarır. Bir grup insan daha da güçlenir, onlar güçlendikçe bizimki de daha iyi konumlara gelir, bu böyle sürer gider. Olması gereken aynen budur. Öyle ses düzeni verdik, araba verdik, Kadırga’ya gelip sizinle horon teptikle bu işler olmuyor.
Bu acı gerçek dile getirilince de alınganlık gösteriyorlar. Ne alınıyorsunuz? Hoşunuza mı gidiyor bu insanların sizden salon parası istemesi?
Efendim filanca siyasetçimiz Şalpazarı’na bilmem kaç yüz milyarlık yardım etmiş. Allah razı olsun da, olması gereken bu değil. Sen meşru kanallardan zenginini üreteceksin, bu yardımı o yapacak. Aynı zamanda senin daha iyi yerlere gelmeni sağlayacak o zenginin…
Başa dönelim. Bu federasyon bize son derece lazımdır sevgili hemşehrilerim. Şemsiyesi altında ne kadar çok Şalpazarlı olursa o kadar faydalı ve güçlü olur. Bu fayda ve güçten bütün Şalpazarlılar istifade eder. Başındaki yönetimin sizin istediğiniz gibi olup olmaması, sizin tercihlerinizden farklı tasarruflarda bulunması Şalpazarlıların zaten kısıtlı olan gücünü iyice zayıflatmak anlamına gelecek olan “çekilmek, pasif durmak” gibi davranışları gerektirmez. Şu anda böyle bir şey Şalpazarlılar için lükstür. Derneklerimizin gücü İstanbul’da kurtlarla dans etmeye yetmez. Mutlaka federasyon olmalı ve mücadele etmeli.
Geçtiğimiz günlerde bir vesileyle telefonda görüştüğüm ve merkezi Trabzon’da bulunan Şalpazarılılar Yardımlaşma, Kültür ve Dayanışma Derneği’nin başkanı Turgut Kahraman, önümüzdeki Mart ayında kesin olarak görevi bırakma kararında olduğunu, ancak verdikleri bursların sene sonuna kadar kesintisiz yatacağını (yattığını da demiş olabilir, yanlış yazmayayım) söyledi. Demek ki basbayağı kurumsallaştırmışlar burs işini. Kendilerini tebrik etmek gerekiyor.
Neden bu konuya daldım? Çünkü ŞALFED’de görevi birkaç gün sonra bitecek olan yönetimin en önemli icraati burstu ve bu bursun kesinlikle kesintiye uğramaması gerekiyor(du). Muzaffer başkan kendisiyle yaptığımız röportajda açıkça söylemedi ama söylediğinden anlaşılan, bursların bu sene henüz verilmemiş olduğuydu. İyimserliğimizi muhafaza edelim ve yeni başladığı için bu aksamalar olabilir diyelim. Diğer aday Köksal Durmuş’tan da yine röportajda bursların artırılarak devam edeceği beyanını işittik. Bunu da bir vaat olarak bir yere yazdık. İnşaallah en kısa zamanda burs konusu iyice kurumsallaşır, “bu sene devam edecek mi etmeyecek mi?” endişesinden tamamen bağımsız hale gelir.
Seçime girmeyeceğim
İki taraftan da yöneticilik teklifi aldım. Benim dernekçiliğim henüz bir yılı bile doldurmamışken, böyle bir durum karşısında büyük bir sevinç ve onur duydum. Fakat benim özel bir durumum var, o da medya mensubu olmam. Bu benim tarafsız kalmamı gerektiriyor ve üç yıldır takip ettiğim ŞALFED camiasında gördüm ki, işin içine girdiğiniz takdirde tarafsız marafsız kalamıyorsunuz. Hâttâ daha kötüsü, taraf bile değiştiremiyorsunuz. “Daha düne kadar ona demediğini bırakmıyordun, şimdi yanında ne işin var?” diyorlar size. Bir başka sebep, görev yaptığım gazete bütün Karadeniz’in gazetesi. Aktif görev aldığım takdirde, bir yerde bulunmam gerekirken bir başka haberin olduğu yere gitmem gerekebilecek ve bu da sıkıntı doğuracaktır. Geride bıraktığımız dönemlerde bu tür sıkıntılarla karşılaştım, bundan sonra karşılaşmak istemiyorum, çünkü geçimimi bu işten sağlamaya çalışıyorum. Dolayısıyla adayların yönetim listesine girmedim, iradem dışında yazıldıysam lûtfen başka bir arkadaşı değerlendirsinler.
Kongre hayırlı uğurlu olsun, önceki kongreler gibi barış ve huzur içerisinde gerçekleşsin inşaallah. Şalpazarlılar, diğer Trabzon ilçeleri arasındaki pozisyonlarını unutmasınlar.