Hareketli geçen bir haftadan sonra ŞALFED’de beklenen gelişme gerçekleşti ve 2018’den bu yana başkanlık makamında bulunan Ömer Karadeniz istifa etti. Yerine de yapılan istişareler sonucu isminde karar kılınan Tuzla’da faaliyet gösteren Trabzon Ağasarlılar Derneği başkanı Enes Kahraman geldi. Kahraman, 2025 Nisan ayındaki olağan kongreye kadar görevini sürdürecek.
Bizim toplumun hesap sorma, geçmişi sorgulama gibi kötü (!) alışkanlıkları yoktur. Daha kötüsü böyle bir şeye kalkışan da yadırganır, ayıplanır. Dolayısıyla siyaset, STK, spor kulüpleri gibi alanlarda seçimle iş başına gelen yönetimler ne kadar kötü yönetirlerse yönetsinler görev süreleri bitince hiçbir şey olmamış gibi çekip giderler. Bunun bedelini de toplum her seferinde çok ağır bir şekilde öder. Ne yazık ki bu sefer de öyle olacak ve ŞALFED şahsında Şalpazarlıların kaybettiği çok değerli yılların hesabı sorulmayacak, enkazı kaldırmak yeni yönetime kalacak.
Yeni yönetim demişken, önünde yedi ay var. Bu süre çok değildir ama az da sayılmaz. Bizim derneklerin esas faaliyet dönemi olan aylara denk gelmiş olması da bir nevi avantajdır. Mevcut yönetimden büyük çaplı faaliyetler beklemek gerçekçi ve hakkaniyetli olmaz gibi görünse de federasyonun hâlihazırdaki durumunun toparlanmasının çok uzun bir süre almayacağını düşünüyorum. Nihayetinde elimizde mazisi 20 yıla yaklaşan ve Türkiye’nin ilk ilçe federasyonu olma sıfatını taşıyan bir kurum var.
Delegenin önemi
Bize göre Enes başkan ve yönetiminin ilk yapması gereken şey ŞALFED’in mevcut delegeleriyle temas kurmak, yakın bir zamanda da bu teması bir toplantıyla pekiştirmek olmalıdır. Bunun sebebi de bellidir; kongrelerde yönetimleri seçen onlardır. Bu insanların kendilerini sıradan dernek üyelerinden farklı hissetmeleri son derece doğal ve gereklidir. Bu farklılık onlara hissettirildiği takdirde aidiyet ve hassasiyetleri artacak, ayrıca derneklerin kafalarına göre delege belirleme şansları kalmayacaktır. Düşünün, nasılsa kimse delege olup olmadığını bilmiyor ve dernek yönetimleri federasyon kongresine yakın bir zamanda kendi istedikleri kişileri delege tayin ediyorlar. Eğer bugünden bir delege toplantısı yapılıp o insanlarda delege bilinci ve bilgisi oluşursa, kongre zamanı delege listesinde farklı isimleri gördükleri takdirde itiraz edebilecek, “Bir dakika arkadaş, ben delegeydim. Hayrola?” diyebileceklerdir.
Dediğimiz gibi böyle bir strateji hem aidiyet ve hassasiyeti artırır hem de otokontrol mekanizmasını harekete geçirir. Böylelikle federasyon çok daha ciddi ve kurumsal bir nitelik kazanmış olur.
Enes Kahraman ve ekip arkadaşlarına başarılar diliyoruz.