Aziz Yıldırım'ın basın açıklamasından sonra bir iki kelime etme gereği duydum. Hala kendini kanunların üstünde görüp, Türk futbolunun krallıkla yönetildiğinin algısı var kendisinde. Şimdi onun basın açıklamasında yaptığı gibi, anlattıklarını kalem kalem irdeleyelim.
Aziz Yıldırım şunu sakın unutma ki Türk futbolundaki öz güveni adaletsizliği ve toplumun futboldan nefret etmesini sağlayan yegane kişi sensin. Bu yüzden statlar boş. Söyleyeyim dedim.
GFB'liler için dört beş milyonluk rant var dedi Aziz bey. Şimdi, hakem tehditlerini, şampiyonluğun namustan daha önemli olduğunu, zirve için her yolun mubah olduğunu çok daha iyi anlıyorum. Küçük bir GFB olayında bile dört beş milyonluk rant olduğuna göre gerisini siz düşünün...
İki yıl içinde Türk takımlarının Avrupa da maç yapamayacağını ve devletin bu konuya el atmasını savunan Aziz bey, kendisini ceza almaktan kurtaran devletin kucağına koca bir bomba atarak sorumluluk almaktan kaçındı. Üstelikte bana göre bu bataklığın en büyük mimarlarından olmasına rağmen.
“Aziz Yıldırım'dan taktik alsana” diye bağırıyorlarmış GFB'liler. Sağır sultan biliyor Aziz Yıldırımın takımın üzerinde ve hocaya yaptırımlarının olduğunu. Alex'i sen kovmadın mı? O zamanki basın açıklamanda hocayla hiç bir problemini söylemeden odanda olanları anlattın. Yalan mı?
“Bana diktatör diyorlar, desinler. Ben bir tüzük tadilatı yaptım ve tüm Fenerbahçelilere Fenerbahçe'yi açtım.” İşte diktatörlüğün itirafı. Ben bir tüzük tadilatı yaptım. Kafası çalışan anlar. Farkında mı bilmiyorum ama kurduğu cümlede “Ben” kelimesi geçiyor. Çünkü Aziz bey kimlik olarak Fenerbahçe kulübünün üstündedir.
“Şike sürecinde bizi mağdur edenler hakkında suç duyurusunda bulunacağız.” Ben bu cümleyi enine boyuna tarttım fakat anlayamadım. Mağdur deyince aklıma sadece ve sadece Trabzonspor geliyor arkadaş.
Eğer yalanım varsa Allah beni bildiği gibi yapsın. Hakemleri tehdit eden birisi varsa o da Aziz Yıldırım'dır. Diğerleri ise hakemler onun etkisi altında kalmasın diye, eşitlik sağlansın diye ve hatta hakemlerin özgüveni gelsin diye hakemler hakkında açıklama yapmıştır. Hakemlerin yüzüne konuşuyormuş. Yaa konuşma, yasak, tut kendini canım... sade sen mi mağdur oluyorsun?
O Cüneyt Çakır, her olaylı maçlardan sonra Fenerbahçe maçına verildi ve Fenerbahçe'yi korudu. Fenerbahçe Trabzonspor maçında Gökhan Gönül olayını ne çabuk unuttun da Emenike olayını hatırlar oldun. Bir şeyi anlatıyorsan adaletli olarak her konudan bahsedeceksin. O zamanki Cüneyt Çakır hakemdi de şimdi mi hakem değil?
“Fenerbahçe'nin hakları yenirse ve kötü niyet varsa her yeri basarım. Bunu böyle bilsinler.” Bu söylediğini gel Trabzon da uygula da Aziz Yıldırım gerçekten delikanlı adammış diyelim.
Biz Atatürkçü'yüz.” Biz her zaman Atatürkçüyüz dedik. Fenerbahçe camiası Atatürkçü, laik ve cumhuriyetçidir. Şu “biz Atatürkçü'yüze” bir konu bulamadım. Sosyal medyada olsa iyi dalga geçilirdi ama yazımında bir şerefi var. Acaba diğer kulüpler Atatürkçü değiller mi? IŞİD çimi diğerleri ne? Onları nereye koyalım?
Aykut Hoca da Ersun Hoca da şampiyonluk yaşadı Fenerbahçe'de. Başka kulüpte böyle bir başarıları var mı? Aykut hoca şampiyonluğu nasıl yaşadı onu ömrünün bir yılını demir parmaklıkların arkasında ödedin. Aslında tamamını da henüz ödemedin. Ersun Yanal ise sana rağmen şampiyonluk yaşadı. Nasıl mı? Fenerbahçe de hoca yok, Aziz Yıldırım var, en azından dışarıdan öyle görünüyor.
Sonuç: Aziz Yıldırım bu açıklamayı neden yapma gereği duydu, çünkü artık tek bir dostu dahi kalmadı. Onun için Aziz Yıldırım'ın özeleştiri yapma vakti geldi de geçiyor. Peki kulüpler birliği neden Aziz beyi yanlız bıraktı ve hatta ona cephe aldı? Çünkü Türk futbolu bir bataklığa sürükleniyor, bunun en büyük sebebi de Aziz Yıldırım ve Demirören.
Trabzon taraftarına düşen görev kaynayan cadı kazanının karşısına geçip olacakları keyifle seyretmektir. Bizler olayların bu noktaya geleceğini, Türk futbolunun batmak üzere olduğunu daha önce söylemiş ve adaletin olmadığını tüm dünyaya haykırmıştık.