Turizm adına değerlerimizi kaybetmeyelim.

Yaz mevsiminin gelmesi ile büyük kentlerde yaşayan vatandaşlarımızın tatil için kimileri deniz, kimileri tarihi mekanları, kimileri ise doğal güzelliklerinden faydalanmak için memleketine akın etmekte. Biz de Şalpazarlılar olarak genellikle memleketimize giderek tatilimizi yaylalarda geçiren bir toplumuz. Büyük kentlerde yaşayıp da memleketine gidemeyenlerimiz ise en yakın deniz kenarlarına ve ormanlık alanlara giderek piknik yaparak tatilimizi geçirmeye çalışırız. Zaman zaman gittiğimiz piknik alanlarından övgüyle bahsederiz. Ama her nedense memleketimizin bu doğal güzelliklerini kıymetini bilmeyerek acımadan tahrip ederiz. Oralar da yer içer, eğlenir, sonunda çöp yığınları ile kirleterek bırakır geliriz.

Türkiye’nin denize yakınlık bakımından en yüksek dağı olan Sisdağı’nın turizm alanı ilan edilmesinin ardından son günlerde yatırımcıların Sisdağı çevrelerinde otel ve çay bahçesi yapmak için 49 yıllığına kiralama yaptıkları haberleri dolaşıyor. Beşikdüzü’nde Beşikdağı’na ve oradan da Sisdağı’na teleferik yapılacağı ve Sisdağı’nda otel yapılacağı söyleniyor. Gollüalan mesire alanının da ihale süreci başlamış olup ve halen devam ettiğini, İlgili yerin işletmesi için ihale oturumu 3 eylül 2014 çarşamba günü yapılacak.

Şalpazarlı bir vatandaş olarak, O güzelim yaylalarımızda ve mesire alanlarımızda turizm amaçlı yapılacak olan tesislere ve yatırımlara karşı değiliz. Elbette ilçemizin ekonomik ve kalkınması bakımından bu tür yatırımların yapılması lazım, fakat turizm amaçlı yapılacak olan otel, tesis gibi yatırımların vatandaşlarımızın asırlardır eğlenip dinlendikleri alanlara yapılması Şalpazarı halkı için ileride sıkıntı olacaktır. Bilindiği gibi buralar, havasıyla, güneşiyle, manzarasıyla, bitki örtüsüyle ve içinde çam, köknar, kayın, meşe, kestane, gürgen, yabani meyve ağaçlarından oluşan tabiat harikası zengin bitki örtüsü bulunan, Sisdağı, Alaca, Karakısrak, Göllüalan, Sazalanı, İnişdibi ve Kızılot vb. gibi yaylalarımıza, yayla sezonunda gelen binlerce insanın piknik yaparak dinlendikleri ve eğlendikleri mekanlardır. Bu hususta Şalpazarı Belediyesi, STK, mahalle muhtarları ve tüm yetkili kurum ve kuruluşlar acilen biraraya gelerek bu mekanların elden çıkmaması için bir komisyon kuruarak bu konuyu masaya yatırmaları gerekiyor.

Belediyemizin önderliğinde, günübirlik faaliyetlerin yapılabileceği doğa yürüyüş parkurları, seyir terasları, spor alanları, piknik, çadırlı kamp alanları, geleneksel ve yöresel ürün satış noktaları ve kış sporları gibi konularda projeler üretilerek devlet desteğiyle bu alanların milli park veya tabiat parkı ilan edilmesi sağlanabilir. Örneğin Ayder ve Zigana yolu üzerinde bulunan Zitaş tatil köyü gibi Şıhkıranı mevkine tatil köyleri yapılabilir. Ayrıca, bugün nerdeyse antika değerinde olan, unutulmaya ve yok olmaya yüz tutmuş yöremizin kültürünün simgesi olan, atalarımızın eski günlük yaşantılarında kullandıkları, elsanatları yapımında kullanılan aletler, eşyalar ve giysilerimiz için ilçemizde bir müze kurulabilir ve kurulmalı da. Yapılacak olan iyi bir çalışma sonucu ilçemize bağlı mahallelerimizde halen çeşitli eski eşya ve aletler var. Bunlar kaybolmadan toparlanarak müzede sergilenmeli.

İlçemiz Şalpazarı'nın bazı mahallelerinde yükseklikleri yaklaşık 20-30 metrelere varan ismi duyulmamış şelalelerimiz bulunmakta ve  bu doğa harikası şelalelerimiz de turizm açısından çok önem taşımaktadır. Bunları da araştırarak turizme açmalı. Belediyemizin önderliğinde yapılacak olan bütün bu çalışmalar, iyi bir tanıtım ile ilçemize maddi birer kaynak haline getirilmelidir. Aksi takdirde ileride turizm yatırımcılarının bu alanları kiralayarak beton yapılaşmaya yol açarsa, doğal bu doğal güzellikleri kaybederiz ve bizim için tüm güzellikler hayal olabilir…