Geçen bayramın ikinci günü akşamı biri aradı. Sesinde öfke ve sitem vardı karşı tarafın. Bazı yazılarıma fena canı sıkılmış, öfke ve sitemini beyan ediyordu.

Muhteremin bu duygu ve düşüncelere kapılmasının sebeplerinin tamamı yazımızın konusu değil. Belki başka bir zaman. Şimdilik konumuz ŞAL-FED hakkında söyledikleri.

ŞAL-FED bu seçimlerde ne yapabilirdi ki? Üsküdar’ın toplam seçmen sayısı 400 binden fazla. Şalpazarı oyu ne kadar?” dedi ve bu minvalde bir mantık örgüsüyle devam etti.

Baktım laf anlayacak durumda değil, kaybedilen seçimin travması halen çok sıcak, cevap yetiştirmeye çalışmadım, iyi dilek ve temennilerimi sundum. Aynı nezaketi karşıdan göremediysem de önemi yok.

Hadiseye düz mantıkla bakar da bütün meseleyi matematikteki dört işlemden ibaret görürseniz evet, Üsküdar’daki toplam seçmen sayısı içinde Şalpazarılıların ezici bir ağırlığı yok. Fakat ne var? Şunlar var:

1-Üsküdar’daki en blok oy Şalpazarılıların oylarıdır. Buna Trabzon’un diğer ilçelerini de eklerseniz ortaya ciddi bir yekûn çıkar ama yine de birinci sıraya yükselmez. Daha kalabalık olan hemşehri grupları var, ancak onlar bölük pörçük, paramparçadır.

2-Dört işlem mantığının dışına çıkarsanız bambaşka bir manzarayla karşılaşırsınız. Hatırlayınız, 2014 öncesinde özellikle Kirazlıtepe’de ve Pendik’te Kadırga şenlikleri olmak üzere birçok yerde Şalpazarılılar geniş katılımlı, gösterişli ve gürültülü etkinlikler düzenliyorlardı. Bunlar siyasetin radarına girdi ki 2014 yerel seçimlerinde İstanbul’un bir ilçesinde başkan, diğer üç ilçesinde de birer başkan yardımcısı Şalpazarılı oldu.

Bu gösterişli etkinliklerin siyasete etkisi olmadığını söylemek tam anlamıyla saflıktır. 2014 sonrası bu etkinliklerin giderek kan kaybetmesi ve artık neredeyse durma noktasına gelmesinin İstanbul’daki Şalpazarılı siyasetçi sayısında etkisi olmadığını söylemek de akıl ve mantıkla bağdaşmaz.

ŞAL-FED’in bugünkü hali hepimize pahalıya patlayacak” dediğim durum tam da buydu. İsteyen kabul etsin, istemeyen etmesin. Gerçeğin ta kendisi bu. ŞAL-FED eskisi gibi, hâttâ daha aktif ve etkili olsaydı siyaset de Şalpazarılılara daha farklı gözle bakmaz mıydı?

Mesele sadece Üsküdar ve Hilmi Türkmen değil. Sadece AK Parti’den bahsetmiyoruz çünkü. Seçimden zaferle çıkan CHP ve diğer muhalif partilerde kaç tane Şalpazarılı var? Sancaktepe’de Cemal Bayram ve Gaziosmanpaşa’da Bülent Kıdık’tan başka kimse görünmüyor. Cemal Bayram’ın seçilmesinde Sancaktepe’deki Şalpazarı varlığının az çok bir katkısı var ama Bülent Kıdık’ta hiç öyle bir şey yok. (Bu arada her ikisi de eskiden beri tanıdığımız, sevdiğimiz ve saydığımız kardeşlerimiz. İkisine de can-ı gönülden başarılar diliyoruz)

ŞAL-FED yaşam destek ünitesine bağlı olarak bitkisel hayatına devam ediyor. Halen başkanlık makamını işgal eden kişi seçimin ardından Üsküdar Belediye Başkanı’ndan randevu istediklerini, bayramdan sonra görüşeceklerini ve derneklerle toplantı yapacaklarını söylemişti ama neredeyse Kurban bayramı geldi. Hâlâ ses seda yok.

Hemşehri dernekleri tarihi herhalde böyle bir traji-komedi görmemiştir. Federasyon yönetim kurulu ve dernek başkanları bu vebale ortaktır. Vebal haylice büyümüştür, daha da büyümesini beklemeden gereğini düşünmeleri ve yerine getirmeleri gerekmektedir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Birol Karaoğlan 8 ay önce

Tebrik ederim güzel anlamlı bir makale olmuş
Lakin anlayana sivrisinek saz anlamayana davul-zurna az demiş atalarımız.insAllah mesaj anlaşılmıştır