-Sayın Kurukız, sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
-25.02.1962 Şalpazarı doğumlu, rahmetli Abdullah Kurukız’ın oğluyum. Evliyim, 6 çocuk babasıyım.
-Neden Belediye Başkan Adayı oldunuz?
-Şalpazarı’nda doğduk büyüdük, Şalpazarı’nda okuduk, esnaf olduk, yatırımlarımızı buraya yaptık. Şalpazarlılar sayesinde para kazandık. Burada doğmuş büyümüş bir insan olarak Şalpazarı’nın sorunlarını biliyoruz. Aynı zamanda yıllardır Milliyetçi Hareket Partisi’nde ilçe yöneticiliğinden ilçe başkanlığına, ilçe başkanlığından üst kurul delegeliğine, en son İl Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulunduk. Halkımızdan gelen yoğun istek üzerine ve “senin aday olmanı istiyoruz. Mevcut adaylar içinde bizi temsil edecek kabiliyette ve nitelikte birini görmüyoruz. Aday olursanız yanınızda oluruz” gibi güzel sözler üzerine biz de çıktık; önce ailemiz daha sonra kendi köylümüzle, daha sonra da bütün köylere giderek halkımızla, 100’ün üzerinde kanaat sahibi insanlarla görüştük. Dinimizin gereği olan istişareler yaptık. Sonunda kanaatimiz olgunlaştı. Biz de Şalpazarı’na, doğup büyüdüğümüz, yıllarımızı verdiğimiz, bizi Refik Kurukız yapan, bize kimliğimizi kazandıran ilçemize hizmet etmek üzere bu manevi borcumuzu ödemek üzere aday olduk.
-Türkiye siyasetinde bir gerçek var: Merkezi hükümetle belediye başkanı farklı partilerden olduğu zaman belediyeler icraat için gerekli kaynakları temin etmekte güçlük çekebiliyorlar. Büyük yerleşim birimlerinde bu fazla bir sorun teşkil etmeyebiliyor, kendi kaynakları belediye hizmetleri için yeterli olabiliyor. İlçemiz de küçük bir yerleşim birimi ve merkezi hükümet desteğine ihtiyacı olduğu ve olacağı aşikâr. Refik Kurukız Şalpazarı Belediye Başkanı seçildiğinde, iktidardan olmayan MHP'li bir belediye başkanı olarak, mevcut hükümetten ne kadar ve istediği desteği alabilecek mi? Alamadığı takdirde ne gibi çözümler düşünüyor?
-Kendi ilkelerimiz gereği, “aday olursak partiler ve liderleri üzerinden siyaset yapmayacağız. Farklı ve kucaklayıcı bir anlayışla hizmete talibiz” dedik. Şalpazarı’nın sorunlarını ve nasıl çözüleceğini biliyoruz. Ne gibi projeler geliştireceğimizi ve onları gerçekleştirmek için gerekli kaynakları nasıl oluşturacağımızı önümüzdeki süreçte sizler ve kamuoyuyla paylaşacağız. Ancak şunu söyleyebilirim: Hiçbir iktidarın yerel yönetimlere yaklaşımı konusunda parti ayrımı yapacağını düşünmüyorum. Bunun hiçbir örneği de yok. Tabii ki proje yapmazsan, altını doldurmadan, gerekçeli kanaatleri oluşturmadan gidip merkezi hükümete “benim şu sorunum var. Para istiyorum” dersen kimse sana yardımcı olmaz. Biz projeci bir yönetim olacağız. Diğerleri 10 proje üretirse biz 20 üreteceğiz. Bunların haklılıklarını ortaya koyacağız ve isteyeceğiz. Bununla ilgili AB fonları var, Dünya Bankası fonları var, merkezi iktidardan destek alabileceğimiz çok sayıda proje var. Merkezi iktidar kendilerine gelen projelerde parti ayrımı yapmıyorlar. Geçmiş 11 yıllık iktidarları döneminde Şalpazarı’na gelen yatırımları hep birlikte gördük, biliyoruz. Son dönemde MHP’den belediye başkanı seçilmiş Sayın Fehmi Cengiz başkanımızın yaptığı çalışmaları da biliyoruz. Herhangi bir siyasi ayrım yapılmadı, bundan sonra da yapılacağına inanmıyorum.
-Şalpazarıspor’un bir stada ihtiyacı var. Oktay Saral söz verdi fakat yer bulunamadığından yapılamadı, bu konuda ne söylemek istersiniz? Ayrıca, Şalpazarıspor Şalpazarı’nın tanıtımı için önemli bir vesile olabilir. Belediye olarak Şalpazarıspor’a destek verecek misiniz?
-Tabii ki biz Yüce Atatürk’ün “ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim” sözünden yola çıkarak düşünüyoruz. Spor, gençlerimizin enerjisini boşaltacağı bir alandır. Gençlerimizin yanındayız. Spor faaliyetleri anlamında onlara gerek stat, gerekse farklı ihtiyaçlar anlamında destek olacağız. Ancak biz önce Şalpazarı’nda yapılamaz denilen üniversiteyi, otoparkı, kültür sarayını hangi projelerle, hangi arsalarla yapabileceğimizi, hem yerini hem paftasını göstererek, projelerini göstererek ve kaynaklarını anlatarak nasıl alabileceğimizi önümüzdeki süreçte anlatacağız.
-Şalpazarı'nın köy ve mahallelerinin % 60-70'inde su sorunu var bu konuda bir çalışmanız var mı veya ne düşünüyorsunuz?
-Geçtiğimiz yaz döneminde büyük bir kuraklık yaşandı. Öte yandan su kaynaklarının yetersizliği, verimsiz kullanımı söz konusu. Tabii bir de bütün köylerden ana proje adı altında yapılmış birden fazla hattın geçtiği ama bunların takip edilmediği, kaynakların heba edildiği, hoyratça harcandığı bir geçmişimiz var. Geçtiğimiz yıl gerek Şalpazarı Belediyesi’nden gerekse Beşikdüzü ve diğer belediyelerden köylere itfaiye araçlarıyla su gittiğini gördük, biliyoruz. Allah nasip ederse su sorununu biz çözeriz, onunla ilgili projemizi de açıklayacağız.
-Şalpazarı’nın ilçe merkezinde özellikle çarşamba günleri ciddi bir trafik sorunu var. Daha önceden projelendirilmiş bir transit yol var, bu konuda nasıl bir çalışmanız olacak?
-Biliyorsunuz Şalpazarı’nın çevre yolu ile ilgili projesi geçti ve ihalesi yapılmak üzere. Bu projede emeği geçenlere öncelikle teşekkür ediyorum. Bu proje hallolmuş gibi ama bizim aklımızda Şalpazarı’nı rahatlatacak, Şalpazarı’na hareket kazandıracak belli projelerimiz var. Şehir içerisinde otoparkından tutun da yaya kaldırımlarına kadar trafiği rahatlatacak, halkımıza nefes aldıracak, ferah bir kent havasını oluşturmak Allah nasip ederse bizim ilk öncelikli işlerimizden birisi olacak. Bunun takipçisi olacağız.
-Seçimlere yaklaşık 4 ay var. Şalpazarı Belediye Başkanı olarak projeleriniz nelerdir? Belki bu aşamada açıklamak istemeyebilirsiniz ama bir mega projeniz var mı?
-Biz aday olurken makam, mevkii, ihale peşinde koşmadığımızı bütün vatandaşlarımız biliyor. Bizim bir kimliğe ve ünvana ihtiyacımız yok. Biz Allah nasip ederse hakkaniyet kuralları içinde ayrımcılık yapmadan, dört eğilimi kucaklayan, birlik içerisinde hizmet etmek için buraya talip olduk. Dolayısıyla Şalpazarı için önemli projelerimiz var. Bu projelerimizi biraz önce bahsettiğim gibi şekillendirip, kaynaklarının nasıl olacağını, nerelere yapacağımızı, Şalpazarı’na hangi kurumları kazandıracağımızı, yerel anlamda ve genel anlamda neler yapabileceğimizi bir açıklamayla sizlere duyuracağız.
-İlçemizde gördüğüm kadarıyla gerek belediyemiz gerekse derneklerimizle kültürümüzü yaşatmaya çalışıyoruz, fakat kültürümüzü yaşatmaktan önce ona sahip çıkılması gerekiyor. Kültürümüze ve tarihimize sahip çıkmadığımızı ve çıkamadığımızı düşünüyorum, siz bu konuda neler düşünüyorsunuz bu konuda neler yapılmalı ve yapabilirsiniz?
-Benim bildiğim Şalpazarı adı altında 20’nin üzerinde dernek var. Ancak, -işlerini güzel yapan dernek başkanı arkadaşlarımı tenzih ediyorum- sanki dernek yöneticilerimizin Şalpazarı’na bir gece yapalım, ismimizi duyuralım şeklinde bir hava görüyorum. Yani bizim Şalpazarı kültürü horondan, giyimden ibaret değil. Gerçekten kültürüne sahip çıkacak, Orta Asya’dan gelen gurur ve şuurumuzu, İslam’la kaynaşmış bir kültüre sahip çıkacak kurumlar olmasını istiyoruz. Başkan olduğumuz takdirde derneklerimizle yapacağımız ilk toplantıda, Şalpazarı’nı kucaklayan, Şalpazarı’nın kültürünü, tarihi eserlerini, gençlerimizi, sporuna, eğitimine, harcayacak zamanlarını birlikte oluşturacağız.
Şöyle ki; aynen belediye meclis üyesi gibi dernek yöneticilerimizle birlikte çalışacağız. Aynı şekilde ayrım yapmadan siyasi parti ilçe başkanlarımızla birlikte her ay düzenli olarak toplanıp Şalpazarı’nın önceliklerini ve kültürünü masaya yatıracağız. Kültür yozlaşmasının önüne geçeceğiz. Bu da Allah nasip ederse benim öncelikli çalışmalarım arasında olacak.
-Ağasar kıyafeti başta olmak üzere geçmişimize ait değerlerimizi koruma altına almak gibi bir kaygımız ve gündemimiz yok. Fakat lazım olunca harıl harıl arıyoruz. Örneğin köylerimizde halen kullanılan taş evler var. Günümüzde tuğla evler bile o kadar ustalıkla yapılmamış. Bu gibi değerlerin koruma altına alınması gerekiyor diye düşünüyorum.
-Biz Şalpazarı’nın sadece güncel sorunlarının çözümüne değil, tarihine, kültürüne, sporuna kısaca her şeyine talibiz. Yapılmış işlere de saygı duyarak bütününü kucaklayan bir anlayışımız olacak.
-İlçemiz ve yaylaları turizme çok uygun. Yalnız hala dışardan gelecek yabancı turistlerin yiyecek, konaklayacak ve gerek yaz gerekse kış sporları gibi sosyal bir faaliyetleri yapacak alanlar yok. Bu konuda bir çalışmanız olacak mı, olacaksa neler yapmayı düşünüyorsunuz?
-Tabii bizim kendi çalışmalarımız dışında merkezi hükümetle de birlikte yürüteceğimiz projelerden bir tanesi bu. Biz Allah nasip ederse bölgede sahile yakınlık açısından en yüksek dağı olan Sisdağı’nın hak ettiği değeri kendisine kazandıracağız. Sisdağı’ndan Karakısrak’a, Karakısrak’tan Kadırga’ya, Ağakonağı’na, İzmiş’e, Sazalanı’ndan Göllüalan’a bütün güzel yerlerimizin öncelikle bir haritasını çıkarıp bunları Turizm Bakanlığı’yla da paylaşarak, yardımlaşarak yine bahsettiğim kurumlarla –derneklerle- bir araya gelerek bu bölgelerin turizme kazandırılması, belki ortak bir noktada tesislerle donatılması gerektiğini -çünkü birbirlerine çok da uzak değiller- derneklerimiz ve siyasi erkle beraber bir çalışma yapacağız. Tabii ki Şalpazarı için varız dedik, Şalpazarı’nın sorunlarına talibiz. Turizmin bacasız sanayi olduğunu da göz önüne alarak Şalpazarı’na yapılacak en önemli yatırım olacağını düşünüyoruz.
-Gurbette yaşayan büyük bir Şalpazarı nüfusu var. Hâttâ göç veren her yer gibi nüfusun çoğu dışarıda yaşıyor ve özellikle İstanbul’da çok sayıda dernek de mevcut. Gerek derneklerle gerekse dernek faaliyetine katılmayan hemşehrilerimizle hâlihazırda devam eden ilişkileri yeterli buluyor musunuz? Siz onlarla ne gibi iletişim, iş birliği ve yardımlaşma çabaları düşünüyorsunuz?
-Şalpazarı’nda olduğu gibi Şalpazarı dışında yaşayan vatandaşlarımız arasında bir birliktelik eksikliği var. Biz bunu siyasi alanda da diğer alanlarda da görüyoruz. Allah nasip ederse ilk yapacağımız işlerden bir tanesi Şalpazarı’ndaki siyasi birlikteliği oluşturmak, bu siyasi birlikteliği diğer kurumlarımızla -yani derneklerimizle- beraber bütünleştirmek. Biz seçilirsek ilk günden itibaren bir anket çalışması yapacağız. Bu Şalpazarı’nın tamamına yakınını kucaklayan bir anket çalışması olacak. Bu çalışmayı hem gurbette hem de memlekette yaşayan hemşehrilerimiz üzerinden yapacak ve Şalpazarı için neler istediklerini, bunların hangisi öncelikli olduğunu soracağız. Gurbetteki dernek yöneticilerimiz ve buradaki gerek bizim gerekse diğer siyasi partilerin temsilcilerinden oluşturacağımız bir şura ile her ay toplantılar yaparak Şalpazarı’nın sorunlarının üzerine gideceğiz. Gurbetteki vatandaşlarımızın da sorunlarına bakacağız, köydeki vatandaşlarımızın da. Bunlarla ilgili neler yapabiliriz, bizden talepleri nelerdir; ve onların enerjilerini Şalpazarı’nın hangi alanlarına kanalize edebiliriz, onların birikimlerini Şalpazarı’nda hangi alanlarda yatırımlara dönüştürebiliriz sorularını sorup cevaplarını arayacağız.
-Son olarak neler söylemek istersiniz?
-Biz Türk milliyetçileri olarak Türkiye sevdalısıyız. Ama benim bir sevdam, daha doğrusu kara sevdam daha var, o da Şalpazarı. Şalpazarı’na hizmet etmeyi bütün Şalpazarlılar gibi ben de çok istiyorum. Allah nasip eder de biz o göreve layık görülürsek, o gün sabahtan kalkıp halkımıza, esnafımıza “hayırlı işler, hayırlı günler” dileyip yeni bir sayfa açtığımızı, bundan sonra hep beraber sorunların üzerine gidip, kapıyı vurmadan içeri girecekleri, sormadan oturabilecekleri halkın içerisinde bir başkan görecekler.
Bu vesileyle, seçim atmosferine girdiğimiz önümüzdeki sıcak günlerde biz seviyeyi düşürmeden, siyasi partilere onların adayları üzerinden siyaset gütmeden kendi projelerimizi anlatarak, siyaseti belli seviyede tutarak, siyasi çekişmelere, siyasi kargaşalara fırsat vermeden, diğer siyasi parti taraftarlarına da saygı göstererek, güzel bir çalışma yürütüp, Allah nasip ederse, seçildiğimiz zaman, Şalpazarı’mıza, Trabzon’umuza ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah başarılı oluruz diyorum, Allah hakkımızda hayırlısını versin, yar ve yardımcımız olsun.
-Röportaj ve samimi cevaplarınız için çok teşekkür ediyor, size başarılar diliyoruz.
gelisi guzel yapilmaya calisilip.bozulan acisu,sazalanindaki cesme gibi degerlerimize sahip cikilmali tarihi dokusu korunmali.