Üsküdar’da AK Parti Belediye Başkan Adayı Hilmi Türkmen yarışı önde bitirerek belediye başkanı oldu. Üsküdar gibi önünde Boğaz ve Kızkulesi, sırtında Çamlıca, bağrında Marmaray bulunan bir beldede Trabzon Şalpazarlı bir avukatın belediye başkanı olması çok şey ifade ediyor. Şalpazarı Trabzon’un en mağdur ilçesi olduğu gibi Şalpazarlılar da Trabzon’un diğer ilçelerinden farklı olarak çok fazla siyasetçi ve bürokrat yetiştirebilmiş değiller.
Başta Sayın Hilmi Türkmen olmak üzere hemen herkes Türkmen’in ve dolayısıyla AK Parti’nin rahat kazanacağını düşünürken, yarış beklenenin aksine son derece zorlu geçti. Hâttâ oy sayımının ilk saatlerinde CHP’nin önde gittiği bilgileri geldi, sonradan AK Parti kulvar farkıyla arkadan gelip yarışı kazandı. “Kulvar farkıyla” diyoruz, çünkü Üsküdar’da merkez ve sahil bölgelerindeki CHP ağırlığı herkesin malumu ve AK Parti yıllardır merkezin dışındaki mahallelerin oylarıyla kazanıyor.
Bu sonuç iyimser de yorumlanabilir kötümser de. İyimser yoruma göre AK Parti zaten Üsküdar’da hiçbir zaman çok rahat bir seçim kazanamamıştır, hele bu seçimde karşısında büyük bir ittifak bulmuştur ve buna rağmen yarışı önde bitirmiştir. Üstelik Üsküdar’da bugüne kadar aldığı en yüksek oy oranına ulaşmıştır.
Kötümser yoruma göre de AK Parti Başbakan’ın ilçesidir, mutlaka kazanması lazımdır, 2009 yerel seçimlerinde dezavantaj oluşturduğu düşünülen faktörler (Adayın Karadenizli olmamasından dolayı ağırlığı oluşturan Karadenizli seçmendeki burukluk, eski başarılı başkan Yılmaz Bayat’ın aday olarak AK Parti’nin oylarını bölmesi vs.) yoktur, o halde Hilmi Türkmen –kendisinin de her fırsatta söylediği gibi- rahat kazanmalıydı.
Fakat bu sefer AK Parti’nin karşısına ummadığı bir ittifak çıktı. 2009 yerel seçimlerindeki oy oranlarıyla kıyaslandığı zaman kimin nereye oy verdiği net olarak ortaya çıkıyor. Biz sizi rakamlara boğmayalım.
Yukarıda “Şalpazarlı Başkan” temasına vurgu yaptık. Pekâlâ, Hilmi Türkmen’in de ikamet ettiği, hemşehrisi Şalpazarlıların yoğun olarak yaşadığı Kirazlıtepe ve Küplüce’de durum neydi? Onu da öğrendik ve 2009 seçimleriyle bu seçimde AK Parti’ye verilen oy oranlarını kıyasladık. 2009’da AK Parti’ye Kirazlıtepe’den % 54, Küplüce’den % 56 oranında oy çıkmış. Bu seçimde ise bu oranlar sırasıyla % 69 ve % 64 olarak gerçekleşmiş. Yani iki mahallede de gözle görülür bir artış söz konusu. Yeterli mi?
Bu konuda da iyimser ve kötümser olunabilir. Hilmi Türkmen’in seçim kampanyasının bir döneminde bölgeden % 100 oy beklentisini dile getirdiğini biliyoruz. O kadar olmasa da biz de daha yüksek bir oran bekliyorduk. Dolayısıyla şaşırmadık ve üzülmedik değil. “AK Parti yine o bölge sayesinde kazandı. Zaten ancak bu kadar olur. Bölgenin tamamı Şalpazarlı değil ki” diye iyimser bir yorum yapılabilir ve tamamen yanlış da denemez. Kimseyi suçlamak doğru olmaz. Hele mahalle teşkilat başkanı Bekir Durmuş ve ekibinin çabalarını gözlerimizle gördükten sonra böyle bir değerlendirme yapmayı insafsızlık sayarız. Fakat bölgenin oylarının seyri sadece mahalle teşkilatının çalışması sonucu belirlenmiyor ve aynı bölgede anayasa referandumunda % 80 evet oyu verildiğini, 2011 milletvekili seçimlerinde de AK Parti’nin % 70 oranında desteklendiğini unutmamak gerekiyor.
Mahalle sakinlerinden olan Hilmi Türkmen’in adaylığı durumunda oyların çok daha yüksek çıkmasını beklemek hayalcilik sayılmamalı(ydı). Hele bölgede yoğun bir şekilde ikamet eden Şalpazarlıların içinden Hilmi Türkmen’e oy vermeyen çıkmışsa –ki muhakkak çıkmıştır- hangi akla hizmet ettiğini anlayabilmek mümkün değildir. CHP’nin milletvekilini aday gösterecek kadar önem verdiği ve kazanmak için bütün gücüyle asıldığı bir ilçede, bir Şalpazarlının hemşehrilik faktörünü ikinci plana atıp kişisel ya da ideolojik sebeplerle Hilmi Türkmen’den başka birine oy vermesi, kabul ve tahammül sınırları dışında ama demokrasi sınırları içindedir. Kimsenin bu insanları dışlayacak ya da bulup suratına tükürecek hali yoktur.
Sayın Hilmi Türkmen ve ekibine düşen, hemşehrileri de dahil olmak üzere kendisine oy vermeyenlerin tercih ve teveccühünü kazanmak için şimdiden çalışmaya başlamalarıdır. O zaman ne olacağı şimdiden net olarak bilinemez ama bugünkü ahval ve şerait onu göstermektedir ki, beş yıl sonraki seçim de bir hayli zorlu geçmeye adaydır.
Bülent Şirin
Şalpazarı Haber Genel Yayın Yönetmeni