Öne Çıkanlar Ağasar Cafer Sönmez göllüalan Şalpazarı Kadırga dedikleri bir yamanın belinde

Ben Şalpazarı tarafındayım, Şalpazarı kazansın (!)

Bir önceki yazımıza gelen yorumlardan sonra yeni bir yazı kaleme alma ihtiyacı hissettik. Özellikle yazının son bölümüne tepkiler geldi. Galiba tahmin ve tespitlerimizin dilek ve temennilerimiz olduğu zannediliyor. Günebakış’ta 10 Kasım 2013 günü yazdığımız “Şalpazarı’nın Seçimi, Memleketin Hava Durumu…” başlıklı yazıda da benzer bir durumla karşı karşıya kalmıştık.

 

Bir önceki yazının yorumcuları arasında bulunan Hakkı Bayraktar hocam da teslim etmiş: İktidar partisinin kaybetmesiyle muhalefet partisinin kaybetmesi aynı şey değildir. Belki ifadelerimizi şöyle revize edebiliriz:

 

Tabii ki bunca emek, zaman ve para harcayan Refik Kurukız’ın kaybı önemsiz değildir ama Fehmi Cengiz ve AK Parti’nin muhtemel bir kaybı çok daha büyük bir hasara sebebiyet verecektir.

Dikkat edilirse listede “Şalpazarı kaybeder” ve “Türkiye kaybeder” ifadeleri yoktur. Sadece AK Parti ve partiye bağlı unsurların kaybı dile getirilmiştir. Yazdıklarımızdan “AK Parti kaybederse çok kötü olur, ona göre…” anlamını çıkarmak biraz zorlama oldu ama seçim atmosferinde normal kabul edelim.

 

Benim Şalpazarı’nda Sayın Fehmi Cengiz’in dolayısıyla AK Parti’nin kazanması yönünde bilinçaltı yönlendirmeleri yapmaya teşebbüs etmem söz konusu olamaz. Adaylardan birine minnet duyacaksam (zaten çok sevip saydığım) MHP adayı Refik Kurukız’a duymam gerekir, çünkü bir Şalpazarlı olarak İstanbul temsilciliğini yürüttüğüm günebakış gazetesinin Şalpazarı’nda satılmıyor olmaması ayıbının sona ermesine vasıta olmuştur. Rızasını almadan açıkladım, mazur görsün.

 

DP Adayı Hasan Kara belki adaylar arasında en çok hatıraya sahip olduğum kişidir, hâttâ belki de gazeteciliğe meyletmemde ilk adımları onun dükkanına gazete almaya giderken atmışımdır.

 

CHP Adayı Ünal Özen’in babası Ahmet Ali ağabey Şalpazarı Lisesi Voleybol Takımı’nın efsane kaptanı olarak benim çocukluk kahramanım, Ünal da kısıtlı zamanımda eş dost ziyaretini bırakıp Şalpazarı’ndaki etkinliğini haber yapacak kadar değer verdiğim bir kardeşimdir.

 

Saadet Partisi Adayı Ahmet Kıran beyefendiyle tanışmıyoruz ama tanışmıyor oluşumuz kendisine muhalif olacağım anlamına gelmez.

 

Keşke böyle tek tek saymaya gerek olmasaydı…


**** 

“İki değil üç adaylı seçim” 

Ben bu yazı için bilgisayar başına oturmuşken CHP Adayı Ünal Özen aradı. Seçimin iki aday arasında geçeceği fikrine itiraz etti ve kendilerinin hayli iddialı olduklarını söyledi. AK Parti ve MHP adaylarının reklâm ve tanıtım kampanyalarının yanıltıcı olduğunu, kendisi ve ekibinin gösterişten uzak bir şekilde ama ciddi ve sistemli çalıştıklarını, arkalarında başta genç nesil olmak üzere geniş bir kitle bulunduğunu ve rakip adaylarla aralarında ciddi bir oy farkı olmadığını iddia etti.

 

Arayıp düzelttiği için kendisine teşekkür ettik, önümüzdeki günlerde kendisinden röportaj sözü aldık.

 

Şahıs olarak benim için en konforlusu “Ben Şalpazarı’nın tarafındayım. Kim kazanırsa kazansın, kazanan Şalpazarı olsun. Bütün adaylar benim canım ciğerimdir” deyip geçmekti ve kimse de böyle yaptığımız için bizi kınamazdı ama biz fikirlerimizi açık açık ifade etmeye devam edeceğiz. Konforlu tabir ettiğim tavrın kimseye zararı olmuyor ama bugüne kadar bir yararını da göremedik.

 

Eğer bir adayın diğerlerinden daha şanslı olduğunu tahmin edersek bunu dile getiririz. 

Eğer bir adayın bu işi diğerlerinden daha iyi yapacağına inanıyorsak onu da açıklarız. 

Müsterih olunuz.

 

Selam ve muhabbetle. 

Bülent Şirin-Şalpazarı Haber Genel Yayın Yönetmeni

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.