Ülkü; amaç, ulaşılmak istenen ideal demektir. Şalpazarı ilçesi ortalama 10 bin kişinin yaşadığı bir memlekettir. Kendi nüfusundan kat kat fazlasını ilçemiz gurbete vermiştir. Şalpazarı’nın özgül ağırlığı, yani gurbetteki nüfusuyla birlikte ortalama 100 bindir. Osmanlı’nın son devrinde de ilçemiz göç vermiş; Samsun, Trabzon Düzköy ilçesi, Sakarya, Kocaeli gibi illerde bu giden nüfuslardan köyler kurulmuş günümüzde bu köylerde yaşayanlar Şalpazarılılıklarını unutmuşlardır.
Ancak gurbette yaşayan ortalama 80 bin Şalpazarılı hala ilçesine bağlıdır. Almanya’ya, Hollanda’ya, başta İstanbul olmak üzere Anadolu’nun dört bir yanına dağılmıştır Şalpazarılılar.
Gurbete gidenleri birlikteliği sivil toplum kuruluşları sağlar. Siyasi mekanizmalar da buna destek verirler. Yani olması gereken budur.
Size Şalpazarı Ülküsü’nün sistematiğini yazmak istiyorum. Hayali bir senaryo yazarak bunu somutlaştıracağım:
Şalpazarı Dernekler Federasyonu, Şalpazarı sivil toplum kuruluşları, Şalpazarılı önde gelen siyasiler derhal istişare toplantıları başlatırlar.
Tüm siyasi farklılıkları, STK’da doğan ayrılıkları memleket için geride bırakırlar. Siyasi partilerin genel merkezlerinin baskısını Şalpazarılıların birliğini bozmaması adına ilçe sınırlarından içeri sokmazlar.
İstişare toplantılarında ŞALFED’in yapısı güçlendirilir, tüm dernekler üst mekanizma olarak dernekler federasyonunu destekler. Federasyon siyasi ayrım yapmaksızın Şalpazarılı siyasetçileri örgütler, yeni siyasete atılmak isteyenleri istedikleri partilerde destekler ve onları yükselmesini sağlar.
Şalpazarı’nın güçlü sivil toplum kuruluşları toplanarak siyasi parti genel merkezlerini ziyaret eder, genel başkanlar ve parti yöneticileriyle periyodik olarak istişare kurarlar. Dernekler vasıtasıyla binlerce üyeye sahip Şalpazarı Dernekler Federasyonu Şalpazarılı bir ismi, örneğin Sn. Hilmi TÜRKMEN’i İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı için destekler.
Güçlü sivil toplum ağı siyasetçilerine güç verir ve özgüvenlerini artırır. Onlara yeni kapılar açar ve büyümelerini sağlar. Şalpazarılı bir isim, örneğin Sn. Refik KURUKIZ, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığı için desteklenir.
Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Mustafa DEMİR istişareye alınır. Şalpazarı birliği güçlendirilir.
Federasyon bir liderlik okulu kurar. Çeşitli eğitim kurslarıyla Şalpazarı gençleri eğitilir, desteklenirler.
Artık bir ağ içerisinde çalışan siyasetçilerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımız çeşitli ekonomik projelerle de ilçemizin önünü açarlar. Gençlerimiz güçlü kişilikleriyle ekonomide ve siyasette çığır açarlar.
Bu silsile halinde devam eder.
Kendini oldukça geliştirmiş ve umut vadeden Faruk BELDÜZ, Şalpazarı Belediye Başkanıdır. Artık Trabzon Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına hazırlanmaktadır.
Yıllar geçmektedir ve artık Şalpazarılı isimler Şalpazarı ülküsü çerçevesinde kurulan sistemde Milletvekili olmaya başlamışlardır. Ahmet ÇABUK’lar, Hilmi TÜRKMEN’ler, Faruk BELDÜZ’ler, Refik KURUKIZ’lar, Fatih YILMAZ’lar, Necati SELVİTOP’lar, Hasan KESKİN’ler, Basri KARAMAN’lar, Ömer KARAGÖZ’ler, Bahri ERATA’lar, yeni yetişmiş genç Şalpazarılılar…
Nice Şalpazarılılar yerelde ve gurbette belediye başkanları, milletvekilleri, belki de yıllar geçmiştir ve bakan olmuşlardır.
Belli mi olur, ülkemin ücra köylerinden çıkan başbakanlar, cumhurbaşkanları neden Şalpazarı’ndan çıkmasın?
Birliktelik, bugün imkânsız görülenlere imkân yol açmasını sağlar. Burada derneklerimize ve siyasetçilerimize bir Şalpazarı görevi düşmektedir.
Gurbete sürekli göç veren ilçemizin kavgaya değil sistemli bir güç kurmaya ihtiyacı vardır.
Bu düşündüğüm; sivil toplum kuruluşları ve Şalpazarı siyasetinin entegre olması düşüncesinin hikâye edilmiş, somutlaştırılmış bir şemasıdır.
Ve soru sorarak yazımı tamamlıyorum:
Sn. Hilmi TÜRKMEN’in Üsküdar Belediyesi’ne veya İBB’ye aday gösterilmediği ya da gösterilse de kazanamadığı taktirde İstanbul’da Şalpazarı bir dönem siyasi destekten mahrum kalacaktır.
Sn. Ahmet ÇABUK, Tuzla Belediye Başkan Adayı olamadığını veya kazanamadığını düşünelim;
Hem bahse konu isimler hem de Şalpazarı STK’larının B planı nedir?
