Önümüzdeki günlerde ŞALFED’in olağan kongresi var. Görevdeki yönetim yerine yenisi seçilecek. Hâlihazırda mevcut başkan Köksal Durmuş dışında adaylığını açıklayan isim bulunmuyor. Kongre gününe kadar çıkar mı çıkmaz mı bilmiyoruz. Biz bildiklerimizi yazalım:

ŞALFED, Türkiye’de kurulmuş ilk ilçe federasyonu ve sırf bu özelliğiyle bile önem verilmeyi hak ediyor. Trabzon ve diğer vilayetlerimizin ilçeleri federasyona ihtiyaç duymuyor olabilir. Fakat Şalpazarı’nın şiddetle ihtiyacı var, ancak ne var ki Şalpazarlılar da ihtiyaç duymayan ilçeler gibi davranıyorlar. Yani farkında değiller bu ihtiyacın. Hâlbuki ŞALFED çok önemli görevler üstlenebilir, üstlenmelidir. Bu görevleri yerine getirmeye en müsait kurum federasyonun kendisidir.

Hayatta birçok alanda olduğu gibi sosyal alanda da gelişmeler ya itmeyle ya da çekmeyle gerçekleşir. ŞALFED özelinden gidersek, Şalpazarlıların federasyona ifa edeceği görevleri konusunda tabandan baskı yapmaları beklenmemelidir. Amiyane tabirle çok daha bekleriz o zaman. Yani ŞALFED arkasındaki kitlenin kendisini itmesini beklememeli, o kitleyi çekerek peşinden sürüklemelidir.

Daha önce de bu köşede birkaç kez yazdık: Siyaset-ticaret-bürokrasi döngüsünün kurulması şarttır. Tabii olmayan siyasetçi, ticaret adamı ve bürokratlarla hiçbir şey kurulamaz. O halde ŞALFED’in orta ve uzun vadeli hedefleri olmalı, onlar da bu üç profilden insan yetiştirmek… Devlet politikaları gibi yönetimler değişse bile bu hedefler değişmemeli ve süreklilik arz etmeli.

Eğer ŞALFED kurulduğu günlerde böyle hedefler koymuş olsaydı şimdiye kadar en azından birçok siyasetçi yetiştirmiş olabilirdi. Onların desteğiyle ticaret ve bürokraside de mesafe alınırdı. Fakat bütün enerjisini birkaç istisna dışında zaten düzenlenmekte olan organizasyonlara sarf etti. Kaldı ki o organizasyonları sıfırdan ŞALFED düzenlese bile yukarıda kendisine yüklemeye çalıştığımız misyonun çok uzağında kalacaktı. Kurucu başkan Harun Özdemir’in her fırsatta dile getirdiği Ağasar Kadın Kıyafeti’nin patentini almak son derece olumlu bir hamleydi ama gerisi geldi mi? Takip eden yıllarda ŞALFED ve Şalpazarı’na maddi-manevi bir getirisi oldu mu bu hamlenin? Ağasar muhteşem bir kültür havzası. Türkü pınarı, horon vadisi. Türküleri başkaları yağmalıyor, servetine servet katıyor, horon ise…

Geçenlerde Feshane’de düzenlenen Trabzon Günleri’nde Şalpazarı standının tam karşısında yer alan devasa Araklı standında sabahtan akşama kadar gümbür gümbür horon tepildi. Bilenler alakası olmadığını biliyor ama bilmeyen de sandı ki Araklılılar acaip horoncu… E kusura bakmayın, Pendik’in dağlarında 5 bin kişilik horon halkası kurup kendi kendimize oynayacağımıza Feshane’de gövde gösterisi yapmamız gerekmiyor muydu, madem bu bizim kültürümüz ve onu yaşatmak için elimizden geleni ardımıza koymuyoruz…  Sonra kaç tane konservatuarlı sanatçımız var? Bırakın konservatuarlısını, en ünlü sanatçımız kim bizim? Sorduklarında ne cevap veriyoruz? 

Bunların sorgulanması gerekiyor, sorgulanması ŞALFED’i değersiz kılmaz, aksine güçlendirir. Esasen her kurumun bu tür muhasebeler yapması gerekir. 

ŞALFED’in her geçen gün gücüne güç katması en büyük arzumuzdur. Günün birinde tabela derneği olmasını ya da kapısına kilit vurulmasını asla istemeyiz. Bunun için de gelecek yönetim ve yönetimlerin temsil gücünü zirveye çıkarması, misyon ve görevlerinin farkında olması, onları yerine getirmek için ne icap ediyorsa yapması gerekiyor. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.