İlk kaset skandalı ortaya çıktığında mantıklı bir düşünceyle yorumlamaya çalıştım. Bunu kim neden yapar. Birincisi tek rakibi AKP, MHP’yi barajın altında bırakmak için böyle bir oyun seçmiş olabilir diye düşündüm. Ama büyük çoğunluğu elinde bulunduran AKP’nin bu kadar ucuz siyaset yapacağı bana pek inandırıcı gelmedi. Çünkü yarın, oyun gün yüzüne çıkarsa (ki çıkacağı belliydi) kaybeden AKP olacaktır.
CHP’nin bir oyunu diye düşündüm. İnanın CHP’liler bunun için bırakın çabalamayı kendi partileri için bile adım atmazlar. Bu yüzden sabit bir oy oranları var. CHP’liye “falanca yerde yol var, git onu yaptır” deseniz, “benim bundan ne karım olacak” diye size sorar. Hepsi demeyeyim de, yarıdan fazlası çıkar ilişkisi güdüyor CHP’nin içinde. Gönülden bir çalışmanın olmadığını partinin içine girince anlarsınız.
Okyanuslar ötesini de düşündüm elbette gündeme geldiğinde. Bana biraz çaresizlikten yapılan bir açıklama gibi geldi. Okyanuslar ötesinin bu tip oyunlarla bulunduğu konumu tırpanlayacağı düşünülemez bile. Belli ki MHP de olayın kaynağını bu şekilde arıyor. Belli ki Bahçeli bu şekilde bilgilendirilmiş. Orasını bilemeyiz…
Açıkçası okyanus ötesi açıklamasından önce biraderle bir sohbette “bence kaset olayı MHP’nin kendi içinden çıkmıştır” dedim. (detaya girmiyorum).
Şimdi neden sorusunu soralım. MHP yılların partisi olarak hiçbir başarı gösterememiştir. Ne mazlumları oynayarak gariban çevrenin oyunu almış, ne de kendi çizgisinde gidip savundukları milliyetçilik ruhunu yaşatabilmişlerdir. Tabanı harıl harıl çalışırken koltuğa yerleşenler hep bunların üzerinden lüks bir hayat hüküm sürmüşlerdir. Tıpkı Arap ülkelerinde olduğu gibi altta ezilen halk baş kaldırma aşamasına gelmiştir. Herkesin başla taban arasında bir kopukluk olduğunu bilmesine rağmen, çatlak ses çıkmasından korkup kimse olumlu bir adım atamamıştır. Halbuki üniversiteler MHP’li gençlerle dolu.
Gelelim MHP’nin haklı isyanına. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan MHP den seçimlere girse, MHP açık ara birinci parti olur. Hazır başbakanın da sert üslubuyla uyuşan parti kimliği oyları siler süpürür. İşte Ülkücü kardeşlerimizin isyanı burada başlıyor. Köklü bir parti olmalarına rağmen neden içlerinden bir Recep, bir Menderes, bir Turgut Özal çıkaramamıştır. Başarısızlığa uğramasına rağmen neden hala Devlet bey o koltuğu işgal etmektedir? Hadi Devlet bey orada, peki bu seçimde projesi ne? Seçmene verebileceği bir gerçek vadi var mı? Herkesin çatır çatır proje açıklamaları yaptığı seçim arifesinde MHP’nin tabandan başka ikna edebileceği, gözle görülür adımları ne? Atılan bu son darbe, partiyi baştan yenilemektir. Tıpkı CHP’nin kabuk değiştirdiği gibi yeniden, daha güçlü kafası çalışanlarla doğmaktır.
Peki adımlar doğru mudur? Elbette yoruma açık bir konu, fakat seçimin kapıya dayandığı şu günlerde yeri miydi diye sormak gerekir. Elbette kasetleri piyasaya sürenler bunu da düşünmüştür. Nasıl ki Kemal bey CHP’yi az da olsa toparlayıp, başbakana da biraz cevap verebiliyorsa MHP’nin de bunun gölgesinde kalmadan bir adım atması gerekiyordu, attı. Umarız amaçlar hep yapıcı olur ve kazanan ülkemiz olur. Bizler iyi bir partinin yanında olduğumuza göre neden MHP olmasın ki?...
Sayin Yazarimiz,
MHP nin bu secimde projesi olmadigini belirtmis..Benim bildigim yilda 700 bin kisiye is,üretime dayali ekonomik büyüme ve yoksul muhtac vatandaslar ve bölge esnafi icin Hilal kart projesi var.Biraz daha objektif olmakta yarar var.
Kaset olayina gelince bu olay icerigi itibariyle ulkucu camia yi yaralasa bile secim arefesinde böyle bir komplo yapilmasi MHP siz bir parlamento ve Yeni anayasanin AKP,Yeni CHP ve BDP ile elele yapilmasi amacini tasimaktadir..
MHP nin reklam,kendini anlatma,imaj sorunu vardir.
Lider meselesine gelince bu topluma gore lider mi, Lider´e gore toplum mu sorusuna yanit verilmesi gerekmektedir..Toplumun bilgili,vizyonlu,egitimli.populist olmayan lidere ihtiyaci vardir..Ama tam tersi bir talep toplum tarafindan talep edilmektedir.
Küresellesen sermayenin ve buna bagli medyanin destekledigi Siyasi parti liderlerinin toplum tarafindan destek görmesi kacinilmaz bir gercektir..