Karadeniz’deki yaylalarda bir ihtiyaçtan doğan, aslında pazar yeri alışverişi ve yaylada yaşayan insanların hane halkı ihtiyaçlarını karşıladıkları ve hayvansal ürünlerini sattıkları Tarihi, Sosyolojik, Toplumsal bir gerçekliktir.

Bu Kadırga yaylasında Beş yüz yıldan fazla, Sis dağı, Alaca, da ise iki yüz yıldan fazla bir tarihi gelenektir. Karadeniz’in farklı bölgelerinde bu gelenek yüzyıllardır sürdürülmektedir.

Osmanlı dönemi savaş yılları, Kurtuluş Savaşı dönemi, Kıbrıs savaşının şenlik tarihine geldiği dönem ile, ülkemizde yaşanmış onlarca deprem, Afet, kriz dönemlerinde bile bu gelenekler halkımızın kendi güncel bakış açısı içinde bazen coşkulu, bazen sakin, bazen sessiz bir şekilde yaratılmış ve bu günlere getirilmiştir.

Son günlerde geleneksel şenliklerin şehirlere taşınmış olanlarının yapılmaması bir nebze tolere edilebilir.
Fakat yüzyıllardır ata geleneği, toplumsal kültürü oluşturan ve halkın kendi organizasyonu ile yapılmış olan Karadeniz’deki Yayla Şenlikleri,,,

Şimdilerde yerel yöneticilerin yaylaların çimenlerine sahne kurdurup sahiplenmesi ile hoparlörlerden kendi dayattıkları protokol düzeni içinde yapılması bölge insanını rahatsız etse de sıkıntı yaratmamış, hatta sahiplenilmiştir.

Şimdilerde Şalpazarı ve diğer yerel yöneticilerin toplantı yapıp Yayla Şenlikleri’ni bu sene herhangi bir nedenle iptal ediyoruz demeleri tarihle, kültürle çelişmektedir. Doğru da değildir. Toplumun ortak kültür ve yüzyıllar içinde ürettiği değerlere örgütlenip karşı çıkmak, bunu da ülkenin içinde bulunduğu durumla açıklamak belediyelerin görevi değildir. Siyaseten bir yerlere yaranma çabası içinde olanlar kültüre hizmet edemezler. Ancak kültürel yozlaşmaya yardımcı olurlar.

Sözün özü, halk yüzyıllardır geleneksel olarak organize ettiği şenlikleri yapar veya geçiştirir. Bunu yerel yönetimler ve merkezi hükümetin siyasi bakışına göre tavır alıp bu iş bu sene yapılmayacak derse, bu atalarımıza, bölgede yaşayan insanımıza saygısızlığın çok ötesine gider.
Yaylalara giden şehirlerdeki insanımız başka alternatifler arayışına girer.
Yaylalarımız kendi yaptığımız hatalar yüzünden insansızlaşır. Boşalır.
Sonrasında Karadeniz’e açılmak isteyen terör örgütlerinin yuvalanma merkezlerine dönüşür. Bundan sonrasını tahmin etmek zor değil. Bırakın yaylaları, köyümüze gidecek durum kalmaz.

Lütfen birileri bize rol biçmesin. Rol vermesin. Bizim insanlarımız ve yöneticilerimiz daha duyarlı, daha dikkatli davranmalıdır.

Yerel yöneticilerin, hiçbir açıklama yapmalarına gerek yoktur. Bizim halkımız nerede ne zaman nasıl davranacaklarını yüzyıllardır yapmış olup yine yapacaklardır.
Gölge etmeyin, tarih sizi yargılamasın yeter.

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.