Geçtiğimiz günlerde Akçiriş muhtarı Selçuk Usta ile yaptığımız su sorunu odaklı haberinin Şalpazarı’nda yankılandığı, gündem oluşturduğu haberleri geliyor. Bu sevindirici bir durum. Demek bir haberin ses getirmesi için raiting rekorları kırması, çok fazla kişinin ilgisini çekip yorum alması gerekmiyormuş.
Suyun önemini anlatmaya gerek yok. Su hayat demek, medeniyet demek. Tarih boyunca bütün önemli yerleşim birimleri su kenarına ya da suya çok yakın yerlere kurulmuştur. Bir yerin su kaynaklarına uzaklığı ya da yakınlığı avantaj-dezavantaj olarak değerlendirilmiştir. Su için savaşlar yapılmıştır, bazı savaşların dolaylı nedeni de bizzat sudur.
Türkiye su rezervleri açısından çok zengin bir ülke değildir, ancak fakir de sayılmaz. Kaynaklarını idareli kullandığı takdirde rahat rahat yetecek kadar suyumuz var, ülke olarak. Karadeniz’e gelince; yağmur bol, dereler çok ama şöyle bir ay kadar kurak olsa hemen su sıkıntısı kendini gösteriyor. Yaz aylarında zaten gurbetten gelenlerle nüfus artınca sıkıntı iyice gözle görülür, elle tutulur hale geliyor.
Su bizim dağlarda yeteri kadar var. O su getirilip ihtiyaç rahatlıkla karşılanabilir. Kendi su kaynakları yeterli olmayan ve tarih boyunca su problemi yaşayan İstanbul’da artık aylarca yağmur yağmasa bile su sıkıntısı çekilmiyor, çünkü civar bölgelerden su getirilip ihtiyaç köklü bir şekilde giderildi. Suyun geldiği yerlerde de herhangi bir sıkıntı yaşanmıyor.
Bu kadar önemli bir konuda Şalpazarı’daki yetkili ve sorumlu kişilerle sıradan ahalinin bu kadar duyarsız olması anlaşılır gibi değil. Geçenlerde biri anlatıyor: “Sürmene’nin yüksek bir köyünden biri vali yardımcısını arıyor ve kendi evindeki su probleminin giderilmesini istiyor. Şalpazarı’nda kaç köy su problemi yaşıyor ama hiç de umurlarında değil”
Şalpazarlıların diğer ilçeler kadar cesaret sahibi olmamaları, ön planda görünmemelerinin bir takım tarihi ve sosyolojik sebepleri vardır diye düşünüyoruz. Fakat onlar başka bir yazının konusu. Yerel seçimler yaklaşıyor. Görünen o ki Şalpazarı aday sıkıntısı yaşamayacak. O halde lütfen şu su meselesine öncelik tanısınlar. Tabii hâlihazırda yetkili ve sorumlu pozisyonda olan kişiler de. Turizm filan tamam da susuz yerde turist de ağırlayamayız, öyle değil mi?
