ŞALFED yönetimi harıl harıl dördüncüsünü düzenleyeceği geceye hazırlanıyor. Geceye sayılı günler kala, hazırlıklar büyük ölçüde tamamlandı, şimdi ayrıntılar halledilmeye çalışılıyor. Başkan Muzaffer Bayraktar bu geceye büyük önem atfediyor ve bunu da her fırsatta söylüyor. Asıl amacın gövde gösterisi ve burs olduğunu da dile getirmeyi ihmal etmiyor.
Gecenin müzikal ve folklorik anlamda hayli ihtişamlı geçeceğini tahmin etmek zor değil. Ancak bu etkinliğin milletvekili genel seçimlerine kısa bir süre kala gerçekleştirilecek olması önemli bir risk içeriyor. Siyasetçileri davet etseler bir türlü, etmeseler bir türlü. Gerçi seçim sürecinin geçmiş dönemlere göre son derece düşük bir tansiyonla seyrediyor olması bu riski hafifletiyor belki ama yine de davet edilen taraflardan birinin ya da bir kaçının gelmeyecek ya da daha yüksek bir sayıyla katılacak olması, takip eden günlerde baş ağrıtacağa benzer. Geçen yıl yapılan ve kampanyası Ramazan günlerine denk gelen referandum süreci bugünkünün aksine yüksek bir tansiyonla geçmiş ve iftara davet edilen siyasetçiler, kendilerini siyasi atmosferin hararetinden kurtaramayarak mikrofonu önlerinde bulduklarında açık açık propaganda yapmışlar, bu da her türlü siyasi fikre açık olan ya da olması gereken hemşehri derneklerinde bir takım sıkıntılara sebebiyet vermişti.
Yine geçtiğimiz aylarda yapılan bir Trabzon gecesine bütün parti temsilcileri davet edilmiş olmasına rağmen sadece bir partinin temsilcileri katılınca, gece o partinin gecesi olarak damga yemekten kurtulamamıştı.
Sözünü ettiğim o geceye ait önemli olduğuna inandığım bir notu aktarmadan geçemeyeceğim:
Geceden günler sonra Şalpazarlı olmayan bir dernek başkanıyla geceyi değerlendiriyoruz. Başkan “gecenin Şalpazarı gecesi gibi olduğu yönünde eleştiriler var” mealinde bir şeyler söyledi. Halbuki geceye Trabzon’un öbür ucundan da sanatçılar davet edilmiş, onlar ise muhtelif mazeretler ileri sürerek katıl(a)mamışlardı. Bizim Şalpazarlılar bu gibi faaliyetlerde hiçbir zaman görevden kaçmadıkları için de böyle bir görüntü ortaya çıkmıştı.
Başkanın söylediği, bir Şalpazarlının canını sıkmayacak türden değildi. Onca televizyon programına Şalpazarlı horon ekipleri çağrılır, onlar koşa koşa gider ve saatlerce orada görevlerini (?) yaparken o programlar Şalpazarı programı olmuyordu da bu gece neden Şalpazarı gecesi oluyordu?
Konuyu çok ayrıntıya indirgemeden örnek vermiş olmakla yetinelim ve büyük resimde bu tür organizasyonlarda iyi niyetin zevahiri her zaman kurtaramadığına da işaret etmiş olalım. Yani ne kadar iyi niyetli olursanız olun, dışınızda gelişen bazı hadiseler, sizi hiç de hesaplamadığınız ve istemediğiniz noktalara sürükleyebilir. Bu risk nasıl bertaraf edilebilir ya da minimuma indirilebilir bilmiyorum. Umut ve temenni ederim ki uzun yıllardır sivil toplum faaliyetlerinin içinde olan değerli yöneticiler bunun metodlarını biliyorlardır ve ŞALFED herhangi bir probleme mahal vermeden bu zorlu organizasyondan alnının akıyla çıkar.
Gecenin hazırlıkları tüm hızıyla sürerken, birden TDF’nin (Trabzon Dernekleri Federasyonu) aynı gün ve saatte bir gece düzenlediği haberi geldi. Özellikle Günebakış temsilciliğine başladığımdan beri en çok canımı sıkan şey, gitmem gerektiğine inandığım etkinliklerin çakışması oldu. Hâlâ canımı sıkıyor olsa da bu durumu kabullenmekten başka yapacak bir şey yok. Çünkü İstanbul’da çok fazla Karadenizli yaşıyor ve zaten çok dağınık bir coğrafyaya yayılmış olan İstanbul’un her tarafında dağılmış durumdalar. Senedeki gün ve hafta sayısı belli, düzenlediğiniz organizasyon biriyle çakışmasa öbürüyle çakışacak.
Her ne kadar biri il diğeri de ilçe federasyonu olsa da TDF ve ŞALFED arasında herhangi bir ast üst ilişkisi yok. Ancak ikisi de Trabzon’a ait üst düzey sivil toplum kuruluşları ve köy ya da ilçe derneklerinin organizasyonlarının çakışmasıyla bir tutulamaz. Böyle bir can sıkıcı durumun ortaya çıkmasında herhangi bir kasıt ya da duyarsızlık aramak doğru değil. Büyük ölçüde Trabzonluların dağınık ve birbirinden habersiz hareket etmelerinden kaynaklanıyor diye düşünüyoruz. Bu durum sivil toplum kuruluşlarının daha organize ve senkronize olmasıyla ancak –bütünüyle olmasa da- bertaraf edilebilir.
Bülent gardaşım yorumsuz harika bir makale,tebrik ederim,Şalfed yönetimimizde artık TFD bize ne kadar önem verdiğini anlamışlardır,her kese sevgiler selamlar