Öne Çıkanlar Şalpazarı Acısu Sisdağı Ağasar başkan

Kongreye beş kala...

Kongreye an itibariyle 48 saatlik bir süre kaldı. Halen iki aday var ve ikisiyle de röportaj yapıp sitemizde yayınladık.

Bizim iki röportaj da yüz yüze oldu. Dolayısıyla tamamen standart sorular yok, doğaçlama metodu tercih ettik. Bununla beraber tabii ki ana konu adayların dernekçilikteki geçmişleri ve başkan oldukları takdirde yapacakları ile ŞALFED, Şalpazarı ve Şalpazarlıların mevcut durumları ve gelecekte nasıl bir seyir takip edecekleriydi.

Adaylar ŞALFED’in son dönemdeki eylemsizliğine ve Semih Durmuş yönetimine herhangi bir eleştiri getirmediler. Bizim toplumun teamülleri bunu gerektiriyor. O zaman acı söylemek kötü adam rolünü göze alanlara düşüyor, bu da genellikle medya oluyor.

ŞALFED’in bu hafta sonu görevi sona erecek olan yönetimi çok değerli bir dönemi heba etmiştir. Ancak bunda bütün kabahat da Semih başkanda değildir. Değerli hocamızın başka ve ağır görevleri olabilir, tamam da yönetim sadece Semih Durmuş’tan mı ibaretti? Yönetim kurulu ne iş yapardı? Bildiğimiz kadarıyla Semih başkan bir ara diğer görevlerinden vakit ayıramadığı gerekçesiyle görevi bırakmak istemiş ama yönetim kurulu buna engel olmuştur. Bu sözlü olarak duyduğumuz bir şeydir, doğruysa Semih başkanın konudaki sorumluluğu büyük ölçüde kalkmıştır diyebiliriz.  

Sonra Federasyon üyesi dernekler... Eğer ŞALFED yönetimi görevini muhtelif sebeplerle yapmıyor ya da yapamıyorsa neden buna itiraz etmediler? Neden olağanüstü kongre çağrısı yapmadılar? Ne oldu şimdi? İstanbul’da tam üç tane Şalpazarlı ilçe belediye başkan yardımcısı vardı. Şimdi yerlerinde başkaları oturuyor. Bu durumda ŞALFED’in eylemsizlik döneminin etkisi olmadığını kimse iddia etmesin, etse de inandırıcı olmaz. Bir dernekten yükselen “Federasyon’dan ayrılalım!” feryadını duyduk ama çözüm ayrılmak değil ki... Belki son çare, ondan önce atılması gereken adımlar var.

Her şey tamam, peki ya medya?

Röportajların ayrıntılarına girmiyorum, merak eden dostlarımız okuyup inceleyebilir. Söylenecek çok fazla şey var ama ben kendi alanımla ilgili bir konuya değinip bitireyim: Her iki aday da siyaset, ticaret, akademi ve bürokrasi hakkında epey bir şeyler söylediler. Bu alanlardaki hemşehrilerimizi destekleyeceklerini ve onlardan destek alacaklarını ifade ettiler. Bunlar son derece normal.

Amma ve lakin:

Günümüz dünyasında medyanın önemini kimse inkâr edemez sanırım. “Artık sosyal medya çıktı, bir paylaşıyorsun herkese gidiyor” diyenler kaz kafalıdır, söyledikleri de asma kabağıdır. O da biliyorsunuz güzün biter. Bu görüşü açıklayıp tartışmaya bile gerek yok aslında. Senin kendi yaptığın bir işi kendin dünyalara duyursan ne olacak? Kim “Ben bu işi yaptım ama beceremedim” der? Kim yaptığı işin kusurunu söyler? Bakın bakalım resmi kurumların aktif sitelerine, her etkinliklerini yayınlıyorlar da ne oluyor? Hiçbiri “Ayranım ekşi” diyor mu? Bunu bağımsız kişi ve kurumlar söyleyebilir. Yani medya.

Evet, iki adayımız da bütün alanlarda Şalpazarlıları destekleyeceklerini, onlarla dayanışma içinde olacaklarını söyledikleri halde medya meselesine hiç girmediler. (ŞALFED bünyesinde görev yapmaktan bahsetmiyorum, söz konusu bağımsız medya) Yani medya bu kadar önemli ama güçlü bir medyaya ihtiyaç yok.

Halen epeyce Şalpazarlı siyasetçi, bürokrat, akademisyen, iş adamı var. Peki gazeteci? İbrahim Karagül ve Yusuf Ziya Cömert gibi çok değerli ve çok önemli konumlarda bulunan hemşehrilerimiz var ama onlar görev ve pozisyonları icabı Şalpazarlıların gündemiyle ne kadar ilgilenebilirler? İlgilenemiyorlar da netekim.

Attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değecek. Ömür gelip geçiyor. Sarf ettiğiniz çabaların bir sonucu olmayacağını görürseniz vazgeçmelisiniz. ŞALFED’in yeni yönetimini rahat bırakmayacağımı, yapıcı eleştirilerimi eksik etmeyeceğimi düşünmüş ve yazmıştım ama sonunda bir şey değişmeyecekse, değişse bile çabaya değmeyecekse gerek yok.

Saygılar.

Anahtar Kelimeler:
ŞALFED
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.