Geçtiğimiz günlerde olağanüstü kongreye giden Dereköylüleri Sosyal ve Yardımlaşma Derneği’nde yönetim kurulu başkanı seçilen Kabil Yolcuoğlu ile bir röportaj yaptık. Yeni başkan, sorularımızı samimi, açık sözlü ve dürüst bir yaklaşımla cevapladı. Başkan Yolcuoğlu olağan kongrede aday olmayacağını da açıkladı.
-Sizi kısaca tanıyalım sayın başkan?
-1965 Şalpazarı Dereköy doğumluyum.İlk,orta ve lise öğrenimimi Şalpazarı’nda tamamladım. 1983 Şalpazarı Lisesi mezunuyum. 1984’te İstanbul’a geldim. O zamandan bu yana Kirazlıtepe’de ikamet etmekteyim. Serbest muhasebeci-mali müşavirlik yapmaktayım. Küplüce mahallesinde mali müşavirlik bürom var. Evli ve iki çocuk babasıyım.
-Derneğiniz çok eski bir kuruluş tarihine sahip değil yanlış bilmiyorsam?
-Evet, Kirazlıtepe’de en son kurulan köy derneği bizim dernektir. Burada 1993 yılından sonra dernekleşme faaliyetleri oluşmaya başladı. Aslına bakılırsa, Kirazlıtepe’de dernekleşme fikrini ilk olarak biz Dereköylüler ortaya attık. Fakat sonradan muhtelif sebeplerle bu konuya sıcak bakılmadı ve vazgeçildi. Daha doğrusu askıya alındı. Ondan sonra Kirazlıtepe’de büyük bir dernekleşme olgusu başladı. Her köy kendi derneğini kurup kendi lokalinde kümeleşince, dernek kurmak bizim için de bir ihtiyaç haline geldi. Derneğin resmi işlemleri zor değildi, ancak uygun bir mekân arandı. Yani karar verilir verilmez de dernek kurulmadı, bu süreç bir iki sene kadar devam etti. O sıralarda şu anda içinde bulunduğumuz mekân boşaldı ve bizim için ideal bir yer haline geldi. Mekânın finansmanını da buradaki üyelerimizden temin ettik.
Netice itibariyle derneğimiz çok yeni bir dernek ama sosyal alanda çok başarılı olduğumuzu söyleyemeyiz. Derneğimiz biraz içine kapanık bir dernek. Bu da ikili ilişkilerin biraz zayıf olmasından kaynaklanıyor.
-Bir dakika, Dereköylüleri biz birbirini tutan, birlik beraberlik içinde olan insanlar olarak biliyorduk?
-Şimdi şöyle bir şey var. Kendi özümüzü inkâr etmenin bir mantığı yok. Mahalle mahalle ayrılıyoruz, sonra sülale sülale ayrılıyoruz. Bu sadece Dereköy’e mahsus bir şey değil, her yerde olan bir sıkıntı. Bu bizim Karadeniz’in yapısında var. Karadenizlilerin örneğin Doğulular kadar birbirine bağlı olduğunu söyleyemeyiz.
-Evet, maalesef.
-Neticede bugünlere geldik. Şimdi yeni bir yönetim oluştu. Olağanüstü kongre yaptık.
-Bu süreç nasıl gelişti? Yani yeni bir yönetim ihtiyacı nasıl doğdu?
-O zamanki yönetimde bir uyum ve ahenk sorunu vardı. Kan değişikliği her zaman iyidir. Bir de biz yönetimimizi gençleştirmek istiyoruz. Açık konuşmak gerekirse derneklere yönetici bulamıyoruz. Gençler bu işlere pek hevesli değiller. Dernek deyince resmi bir kurum karşısında duyulan bir tedirginlik ve soğukluğu yaşıyorlar. Biz geçici bir yönetimiz. Yine genç bir kadro oluşturup, yönetimi gençlere bırakmayı düşünüyoruz.
-“Devredeceğiz” dediniz. Tekrar adaylık düşünmüyor musunuz?
-Hayır, düşünmüyorum. Zaten bu dönemde de aday değildim. Mesleğim itibariyle dernek yöneticiliğine ayıracak zamanım yok. Fakat ben dernekçilik fikirlerinin ilk ortaya çıktığı zamanlardan beri işin içindeyim, yönetimde olsam da olmasam da elimden gelen katkıyı yapacağım.
-Son sözlerinizi alabilir miyiz?
-Dernek insanlar için sığınacak bir liman olmalı. İnsanlar burada üzüntülerini de sevinçlerini de paylaşmalı. Meseleyi sadece maddi boyutuyla da değerlendirmemek gerekiyor. Derneğin kasasında on lira varken 20 liraya çıkarmak mutlak anlamda başarı sayılmamalı. Elbette en önemli konulardan biridir ama tek başına yeterli değildir, meselenin manevi boyutu bizce daha önemlidir. Hedeflerimiz arasında en önemli olanı derneğimizin mülk sahibi olmasını sağlamaktır. Bunun için yeterli kaynaklara sahip olduğumuz kanaatindeyiz. Planlarımız arasında kermes gibi etkinlikler var ama gece yapmayı düşünmüyoruz.
-Teşekkürler Sayın Yolcuoğlu. Size ve yönetiminize başarılar diliyoruz.
-İmkanı verdiğiniz için asıl ben teşekkür ediyorum. Ben de Şalpazarı Haber’e başarılar dilerim.
Evet dernekler insanlar için sığınacak bir yer olmalı, ama o sığınacak yerleri insanlara sağlamakta önemli.
Birileri bir makama bir yere gelirken koltuk sevdasına veya nam olsun isim yapayım diye gelmemeli, hizmet için köyüne memleketine bir şeyler vermek için gelmeli.
Benim derneğim beni içki masalarında değil beni temsil etmesi gereken yerlerde bana hizmet vererek temsil etmeli. Bu yazdıklarım Kabil başkanıma değil yanlış anlaşılmasın Kabil başkanıma başarılar dilerim..