Fotomaç yazarı ve A Spor futbol yorumcusu Olcay Çakır'ın da katıldığı sohbette, yakın geçmişte Trabzonspor’da görev yaptığı için soruların ilgi odağı daha çok Hami Mandıralı oldu. Mandıralı, kendi görev yaptığı dönemde olması gerektiği gibi takım üzerinde gerekli otoriteyi kurmaya çalıştığını, futbolcunun fiyatı ve ününe bakmaksızın disiplin konusunda taviz vermediğini, bu tavrının da takım üzerinde son derece olumlu etki yaptığını vurguladı. Hami hoca sözlerine şöyle devam etti. “Bir futbolcu yan gelip yatıyor, diğerleri çalışıyorsa gerekeni yapmalı, icap ederse kafa koparmalısınız. Ben bunu yaptım ve diğer futbolcular bunu görünce canla başla çalışmaya ve oynamaya başladılar. Bu konuda yüksek bedelle alınan yabancı futbolculara çok fazla müsamaha gösteriliyor, bu da takımı olumsuz etkiliyor. Şota benim takım arkadaşımdır, başarılı olmasını can-ı gönülden isterim. Mustafa Akçay hocam da kendi döneminde tam üç kez bırakmak istedi, ben engel oldum. Ben kimse için asla ‘o gitsin de yerine ben geleyim’ diye düşünmedim, düşünmem de.”
Öğrencilerden gelen “Lucescu’nun yardımcısı olmayı kabul ettiğiniz doğru mu?” sorusuna da Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu’nun kendisine bunu sorduğunu, kendisinin de “onur duyarım” diye cevapladığını söyledi.
Ali Kemal Denizci de takım disiplini konusunda Hami Mandıralı’yla aynı fikirde olduğunu ve ayrıca takımda Trabzonlu futbolcuların yedek kulübesinde bile olsa bulunması gerektiğini vurgulayarak Trabzonspor’un en başarılı dönemlerinde Trabzonlu futbolcuların kadroda ağırlıkta olduğunu hatırlattı.
Efsaneler sohbetten çok keyif aldıklarını ve en kısa zamanda tekrar bir araya gelmek istediklerini söyleyerek gençlerle hatıra fotoğrafları çektirdikten sonra izin isteyip mekândan ayrıldılar.