Dorukkiriş’te üst düzey bir davetli topluluğunun huzurunda müze açılışı yapılırken, Şalpazarı’nın birçok köyünden “Suuu! Suuu!” diye feryatlar yükseliyordu. Bu feryatlar bayram tatili boyunca dinmedi ve sosyal medya vasıtasıyla bizim gözümüze kulağımıza kadar ulaştı. Mesela Doğancı’dan Sefer Özdin, Düzköy’den Metin Yılmaz dostlarımız TİSKİ’nin taşıma suyuyla değirmen döndürmeye çalıştıklarını acı bir lisanla ifade ettiler.
Bu yeni bir problem olmadığı gibi tek boyutlu bir mesele de değildi. Bir boyutu, Şalpazarı Belediye Başkanı Refik Kurukız’ın müze açılış töreninde bizzat açıkladığı gibi normalde 10 bin civarında olan toplam ilçe nüfusunun yaz ayları ve özellikle böyle bayram tatillerinde yüzbinlere ulaşmasıydı. Böyle bir nüfus dengesizliği karşısında su ihtiyacı tamamen giderilmiş olsa bile yine de sıkıntı yaşanabilirdi.
Sonra bir de Şalpazarı’nın bir türlü bitirilemediği için artık kara mizah malzemesi olan bir Çevre Yolu problemi vardı. Müze açılışında Trabzon Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Atilla Ataman, çarşamba halk sohbetinde de Şalpazarı AK Parti ilçe başkanı Zeki Çabuk hem su hem de Çevre Yolu projelerinin başladığını ve makul bir zamanda bitirileceğini açıkladılar.
Hilmi Türkmen’in çıkışı…
Yalnız söz konusu halkla sohbette Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen beklenmedik bir çıkış yaptı. Bir haftadır memleketi dolaştığını ve ciddi bir su problemi gözlemlediğini söyledi. Mealen “Yağmurun bu kadar bol yağdığı memleketimizde su problemi yaşamak doğrusu büyük başarı. Ayrıca Şalpazarı Çevre Yolu 2014’te başlamış ama hâlâ bitmemiş. Biz Üsküdar’da 2014’ten beri birçok büyük projeyi bitirdik, burada 300 metrelik yol bitmemişse bu hepimizin ayıbıdır. Bu konunun bir an önce çözüme kavuşturulması lazım. Tabii görev önce başkanlarımıza, sonra bize düşüyor. En geç 2021 sonuna kadar bu yol bitmelidir. Yetkililerden özellikle istirham ediyorum” dedi. Arada sarf ettiği “Biz sonuca bakarız” ibaresi de mazeretlerin geçerli olmadığını düşündüğünü anlatıyordu.
“İki ayda bitiririz”
Sitemlerin muhatabı orada hazır bulunan yerel yöneticiler ile milletvekili Salih Cora’ydı ve bu üslup hemen her zaman kapalı toplantılarda dile getirilirse getirilirdi. Nitekim hemen akabinde konuşan Salih Cora yolun bitirilememesinin gerekçesini Zeki Çabuk ve Refik Kurukız’dan sonra bir kez daha açıkladıktan sonra “Gelecek hafta konunun taraflarıyla bir araya gelip artık bu problemi çözelim. Ondan sonra yolu iki ayda bitiririz” dedi.
Her şeye rağmen bu sevindirici bir haberdi tabii ama yolun iki ayda bitirilebilmesi mümkün idiyse bunun için böyle halka açık bir yerde sitem mi edilmesi gerekiyordu diye bir soru akla geliyor ister istemez.
Evet, son dönemler Şalpazarı’nın geçmişe nazaran en fazla hizmet aldığı, en fazla ilgi gördüğü dönemler ama bunlar en hayati ihtiyaçlar olan yol ve su probleminin çözümünün çok geciktiği gerçeğini değiştirmiyor. Yaylalara yapılan yatırımların neden ilçe merkezi ve köylerden daha öncelikli olarak ele alındığını biz bir türlü anlayamadık. Bu yargımıza bir itiraz gelir mi bilmiyoruz, gelse bile kıymeti yok. Çünkü gecikmeye gerekçe olarak gösterilen (mal sahiplerinin engel çıkarması gibi) nedenlerin yaşanmadığı yer yok.
Uzakta da olsak gözümüz, kulağımız, kalbimiz ve ruhumuzun yarısı memlekette. O yüzden önemsiyor ve kafa yoruyoruz. Yol ve su problemlerinin bir an evvel bertaraf edilmesi en büyük temennimiz. Yoldan kaç kere geçeceğimin, sudan kaç yudum içeceğimin önemi yok.
Son bir notla bitireyim:
Hilmi Türkmen bahsini ettiğimiz sitemini dile getirmeden önce “Burada biz bizeyiz” gibi bir ifade sarf etti. Belki birkaç gün önce müze açılışında Refik Kurukız da İBB Başkan adayını açıklarken aynı şekilde düşünmüştür. Hâlbuki böyle bir şey yoktu. Sosyal medya üzerinden canlı yayınlar yapılıyordu, haber amaçlı ses kayıtları alınıyordu. Ben de orada olmadığım halde iki tane koca haber yaptım, bu yazıyla birlikte iki tane makale yazdım.