salpazarihaber.com

Hilmi Türkmen Başkanlığa Doğru

SİYASET

AK Parti’nin Üsküdar Belediye Başkan adayı Av. Hilmi Türkmen, Trabzon Şalpazarlı bir hemşehrimiz. Üsküdar’da iki dönem belediye başkan yardımcılığı yaptıktan sonra önümüzdeki yerel seçimlerde başkanlık için aday adaylığı başvurusunda bulundu ve partisi tarafından aday gösterildi. Başta Trabzon ve Rizeliler olmak üzere yoğun bir Karadenizli yerleşimine sahne olan Üsküdar’da yaşayan binlerce Şalpazarlıdan biri olan Hilmi Türkmen ile yaklaşan yerel seçimler öncesi Üsküdar’ın sorunlarını, projelerini, genel anlamda takip edeceği siyaset tarzını konuştuk.

-Sayın Türkmen, seçim çalışmaları nasıl gidiyor? 

-Hamdolsun iyi gidiyor. Gayet yoğun bir tempoda çalışıyoruz. Adaylığımız açıklandıktan sonra her gün sabah namazıyla çalışmalara başlıyoruz. Kahvaltılara katılıyoruz, esnafımızı geziyoruz, teşkilatımızla toplantılar yapıyoruz. Allah’ın izniyle Üsküdar’da bir sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyoruz. 

-“Kazanacağımızdan endişemiz yok, fakat Türkiye ortalamasının üzerinde bir oy almayı hedefliyoruz” demiştiniz? 

-Biz bu konuda iddialıyız. Üsküdar’da dikkat çekecek bir oy alacağız. Çünkü Üsküdar bizi tanıyor, biz Üsküdar’ı tanıyoruz. Güzel işler yaptık. Millete izah edemeyeceğimiz hiçbir yanlışımız yok. 

Yüzde 15 çöpe atılmıştır. Kimse yerinden olmayacak. 

- Üsküdar’ın en büyük sorunu nedir size göre? 

-Özellikle Boğaz bölgesini ilgilendiren imar sorunudur. Çarpık ve kötü yapılaşma, ruhsatsız inşaatlar vs. Önümüzdeki dönemde bizi en çok yoracak konu da budur. O bölgelerde görüştüğümüz insanlar doğrudan bu konuyu soruyorlar. Resmi adı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülme Yasası olan 6306 numaralı bir yasa var. Halk arasında deprem yasası diye bilinir. Bu yasa özellikle Boğaziçi geri görünüm ve etkilenme bölgesi Kirazlıtepe, Küplüce, Burhaniye, Mehmet Akif Ersoy gibi 14 mahalleyi ilgilendiren bir plandır. Buralarda dönüşümle ilgili bir çalışmamız var. Bu yasa, imarı Boğaz kanunundan kaynaklanan kısıtlama hükmünü ortadan kaldırmıştır. Konuyla ilgili bakanlıkla da görüşüyoruz. Bir imar artışı söz konusu. Ancak halkın önünde bir hisseli parsel problemi var. Bu yasadan yararlanabilmeleri için hissedarların en az üçte ikisinin bir araya gelmesi gerekiyor. Biz bu yasayla imarı yüzde 15’ten kurtarmış olduk. Yüzde 15 artık çöpe atılmıştır. 

-Bu yüzde 15 şartının kalkmış olmasıyla birlikte halen o mahallelerde yaşayan halkın yerinde kalması biraz daha kolaylaşmıştır diyebilir miyiz? 

-Gayet tabii. İnsanlar arasında “buralara zenginler gelecek, sizi buradan gönderecekler” gibi yanlış yönlendirmeler vardı. Böyle bir şey söz konusu değil. Kimse yerinden olmayacak. 

-Üsküdar’da bir prestij caddesi oluşturmak istediğiniz yönünde bir projeniz vardı ama açıkladığınız projeler arasında geçmedi. Böyle bir uygulama düşünüyor musunuz? Düşünüyorsanız neresi olacak? 

-Üsküdar’da prestij caddeleri yapabileceğimiz bazı caddelerimiz var. Nato Yolu Caddesi, Acıbadem Caddesi, Nuhkuyusu Caddesi gibi. Yeni dönemde inşaallah bu caddelerden biri ya da birkaçında bu uygulamaya gideceğiz. Projelerimiz hazırdır. 

-Bir toplantıda otopark yapımından söz ettiniz. Üsküdar’da park sorunu gerçekten ciddi boyutlarda. Kaç adet ve ne kadar kapasiteli otopark yapmayı düşünüyorsunuz? 

-Üsküdar’ın özellikle Marmaray’dan sonra, Üsküdar-Çekmeköy metro hattının hizmete girmesinden sonra çok daha ciddi bir otopark sorunu ortaya çıkacak. Çünkü insanlar araçlarıyla gelecek, Marmaray’a ya da metroya binip istediği yere gidecek. Bizim buna karşı hamlelerimiz var. Halen kullandığımız belediye binamızı yıkıp altına 1200 araçlık otopark yapacağız. Üstü yeşil alan olacak. Belediye binamızı Çavuşdere’ye taşıyoruz. O binanın altına da otopark yapıyoruz. Halen faal olan katlı otoparkı yıkıp meydana dâhil edeceğiz. Dolayısıyla mevcut otopark kapasitemizi 5-10 kat artırıyoruz. 

-Meydan’ın altındaki otoparkla metro arasında yer altından bağlantı olacak mı? 

-Hayır, arazi şartları müsait değil. Zaten böyle bir şeye gerek de yok. 

-Üsküdar’da özellikle ticaretle uğraşan kesim arasında “Üsküdar, rızkı dar” özdeyişiyle ifade edilen bir inanış var. Ancak son zamanlarda şahit olduğumuz bir şey var: Üsküdar’ın dokusu daha çok çay, kahve, nargile içilip sohbet edilen işletmelere müsait. O tür işyerleri ilgi görüyor ve iş yapıyor… 

-“Üsküdar, rızkı dar” diye bilinen özdeyiş yanlıştır. Aslı “Üsküdar, rızk-ı dâr” olacaktır. “Dâr” Arapça kapı demektir. Üsküdar rızık kapısıdır, huzur şehridir. Tabii ki Üsküdar bir sanayi ve ticaret şehri değildir. Üsküdar’da mistik bir hava var. Üsküdar bir tarih ve kültür şehridir. Kabe toprağıdır. Burada rızık dar olur mu? Buralar iyi insanların oturduğu yerler. Biz Üsküdar’ın tarihi dokusunu yeniden canlandırarak, o dokunun insanların sosyal hayatında yaşayabileceği bir anlayışla beş yıl bu şehirde görev yapacağız. İlçeyi binayla doldurmayacağız. Bakın meydanda ciddi bir alan açıyoruz. 

Validebağ Korusu’nu halka açacağız 

Bu arada ilk kez bugün açıkladığımız bir projemiz var: Validebağ Korusu’nu halka açacağız. Şu anda 350 dönümlük arazi atıl ve çok kötü bir vaziyette duruyor. Orada marjinal bir grup, güya doğal haliyle kalsın diye kullanıma açılmasını engellemek istiyor. Biz yeni dönemde Validebağ Korusu’nu muazzam bir park yapacağız. Sadece Üsküdar’ın değil bütün İstanbul için bir sosyal mesire alanı haline gelecek. Yani bir kent ormanı olacak. Orada halen 6 bin tane bakımsız ağaç var. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’yle bir amanejman planı yaptık. Oraya 10 bin yeni ağaç dikeceğiz. Seyir terasları, göletler, küçük derecikler var. Arsa Milli Emlak’ın. Validebağ Öğretmenevi’nden dolayı Milli Eğitim’e ve Marmara Üniversitesi’ne tahsis edilmiş durumda. Bu ciddi bir projedir. Çılgın proje diyebiliriz. Gözümüzü karartıp bunu gerçekleştireceğiz. Belediyecilikte uzun bir tecrübemiz var. Artık bir çılgınlık yapalım. (Gülüyor) 


-Sayın Türkmen, hemşehrilik siyaseti ülkemizin bir gerçeği. Üsküdar’da da birçok vilayetten insan yaşıyor ve o insanlar memleketleriyle bağlarını koparmıyorlar, oralara besledikleri aidiyetlerini güçlü tutuyorlar. Memleketlerine yapılan yardım ve yatırımlardan da kendi yaşadıkları yerlere yapılmış gibi memnun oluyorlar. Siz de Üsküdar’da yaşayan hemşehri gruplarının memleketlerine –mesela kendi memleketiniz olan Trabzon’a ve Şalpazarı’na- belediyecilik anlamında yardımda bulunacak mısınız? Yine bu minvalde, Şalpazarı’ndaki seçimler hakkında söyleyecekleriniz var mı? 

-Üsküdar’da yaşayan insanların hayrına olacak işleri tabii ki yaparız. Bu Üsküdar’da da olur, Üsküdar sınırları dışında da olur. Üsküdar’da Şalpazarlı da var, Giresunlu da var. Çankırılı, Kastamonulu da var. Biz bu hemşehrilerimizin memleketlerine hizmet götürüyoruz. Asıl götürmezsek yanlış yaparız. 

Şalpazarı’nı mutlaka almak zorundayız. 

Bu arada Şalpazarı’nın da belediye başkanının AK Partili olmasını istiyoruz. Çünkü aynı havayı teneffüs etmemiz lazım. Mesela Büyükşehir Belediyemizle biz AK Partiliyiz ve kaliteli hizmetleri birlikte yapıyoruz. Burada biz AK Partili, Büyükşehir başka partiden olursa işlerimizin bir ayağı topal kalır. Bunun gibi, memlekette AK Partili bir belediyeyle çok daha kolay anlaşıp uyum içinde çalışabiliriz. Bir de biz Üsküdar gibi bir yerde adayız, inşaallah başkan olacağız. Kendi memleketimizde bir başka parti kazanırsa ben bunu Sayın Başbakan’a izah edemem ki… O yüzden Şalpazarı’nı mutlaka almak zorundayız. Şalpazarı’nın çok kayıp yılları var. Yeni dönemde inşaallah orada da güzel şeyler yapacağız. 

-Yeni dönemde Hilmi Türkmen’in nasıl algılanmasını istiyorsunuz? 

-Kolay ulaşılabilen, halkın içinden bir adam olarak algılanmak isterim. Hedefimiz budur. İnsanların işini, sorununu çözeriz çözemeyiz o ayrı konu. Çözülemeyecek işler de var. Mesela vatandaş gelip kaçak katına müsaade etmemizi isterse tabii ki edemeyiz. Fakat insanlar bize çok rahat ulaşmalı, arada engel olmamalı ve derdini anlatmalı. İnşaallah iyi bir ekip kurarak bunu yapacağız. Belediyecilik işlerini ekip yapacak, başkanlık zaten bir temsil makamıdır. Biz gidip belediye binasında işlere gömülüp kafamızı kuma sokmayacağız. Yine aynen halkın içinde olacağız. Sabah gidip taksi durağında kahvaltı yapacağız. İnsanların düğününe, cenazesine gideceğiz. Yani biz alanda olacağız, ekibimiz çalışacak. 

Yapabileceğimiz işe yapacağız, yapamayacağımız işe de yapamayız diyeceğiz. İnsanlar hep olumlu sözler duymaya artık doydu. Bize “Başkanım, bu iş olacaksa olacak deyin, yoksa olmayacak deyin” diyorlar. Gerçeği lisan-ı münasiple söylersek insanlar bundan kırılmayacaklardır. 

----------------- 

 

Hilmi Türkmen Kimdir? 

1973 yılında Trabzon’un Şalpazarı ilçesinde doğan Hilmi Türkmen, ilköğrenimini ve hafızlığını Şalpazarı’nda, liseyi Vakfıkebir İmam Hatip Lisesi’nde, yüksek öğrenimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde tamamladı. 

1996 yılında serbest avukat olarak Üsküdar’da mesleğe başladı.

İş hayatının yanı sıra, sosyal sorumluluk projeleri bağlamında, çeşitli eğitim, kültür ve sosyal yardım alanındaki STK’larda kurucu ve yönetici olarak görev aldı. Klasik Türk Sanatları Vakfı kuruculuğu ve mütevelli heyeti üyeliği, MAVERA Eğitim ve Sağlık Vakfı kuruculuğu ve mütevelli heyeti üyeliği, Hukukcular Derneği yönetim kurulu üyeliği bunlardan bazılarıdır.

Siyasete aktif olarak 1992 yılında Refah Partisi Üsküdar Gençlik Kollarında başladı. Fazilet Partisinde Üsküdar İlçe Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. AK Parti’nin kuruluş süreci ile birlikte Üsküdar İlçe Yönetim Kurulu Üyeliği, 2002 Genel ve 2004 Yerel Seçimlerinde AK Parti Üsküdar İlçe SKM (Seçim Koordinasyon Merkezi) Başkanlığı yaptı. 2003–2004 yıllarında ise AK Parti Üsküdar İlçe Teşkilat Başkanlığı görevini üstlendi. 

2004 Yerel Seçimlerinden sonra Üsküdar Belediye Başkan Yardımcılığı ve İBB Meclis Üyeliği yaptı. 

Evli ve iki kız, iki erkek çocuk babası olan Hilmi Türkmen, İngilizce bilmektedir.

Röportaj: Bülent Şirin-Mustafa Atalar

 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.