“Ofsayta düşmeyen ilçenin çocukları” başlığıyla çıkan yazıda, Şalpazarı çocuklarının hiçbir zaman yeterli büyüklükte bir futbol sahasına sahip olamadıklarını ofsayta düşmek metaforuyla anlatıyor, artık Trabzon’da sahası olmayan tek ilçe pozisyonunda olan Şalpazarı’nın makûs talihinin döndürülmesi için ilgili ve yetkililere çağrıda bulunuyordu.
Okan’ın yapmaya çalıştığı bir kamuoyu oluşturma çabasıydı. Biz de o hiç ofsayta düşmeyen çocuklardan biri olarak bu iyi niyetli çabaya katkıda bulunmak istedik ve bu tür konularda önemli bir mecra olan sosyal medyada yazıyı paylaşarak Şalpazarlı hemşehrilerimizden de paylaşmaları ricasında bulunduk. Bu yazıyı kaleme aldığım an itibariyle 12 (yazıyla on iki) kişi paylaştı, onlardan biri de Şalpazarlı olmayan yine çok sevdiğim bir kardeşim. Sağ olsun.
Şimdi bakıyorum, Facebook’ta arkadaşım olan binlerce kişinin büyük bir kısmı Şalpazarlı. Bu konu da Şalpazarı ve Şalpazarlılar için önemsiz bir konu sayılmaz herhalde. Eee? Nerede bu benim canım hemşehrilerim? Görmediler mi? Külahıma anlatın. “Trabzon, dört soyguncunun bankada 28 silahlı müşteri tarafından etkisiz hale getirildiği bir yerdir.” benzeri bir şey yazsak Facebook kilitlenirdi.
Derken efendim, bir de baktık bizimkiler Acısu’da coşmuşlar. Üstelik yağmur yağış dinlememişler. Milletvekilimiz Sayın Salih Cora da gelmiş, şeref vermiş. Pekâlâ, kendisine futbol sahasıyla ilgili herhangi bir talep iletilmiş mi? Ya da daha önce iletilmişse hatırlatılmış mı? Sorduk soruşturduk, öyle bir bilgiye ulaşamadık. Belediye Başkanımız Sayın Refik Kurukız ya da başka herhangi bir yetkili halka açık olmayan bir yerde iletmiş ya da hatırlatmışsa bilmiyoruz tabii. Fakat önemli bir ayrıntı var:
Önümüzdeki günlerde yayınlayacağımız röportajında Sayvançatak Köyü Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı ve ŞALFED Başkan yardımcısı Sayın Erol Yanık’ın isabetle kaydettiği gibi, bu tip toplu organizasyonlar siyasetçilerden bir talepte bulunmak için mükemmel bir fırsattır. Ankara’ya gittiğiniz zaman makam odasında talebinize kulak asmayabilir ya da bir kulağından girip öbüründen çıkabilir. Ancak o kadar insanın içinde talebinizi iletirseniz, muhatabınız olan yetkili hem söz vermek hem de sözünü yerine getirmek zorunda kalır. Anladığımız kadarıyla orada böyle bir sahne yaşanmamış.
Herhalde şimdi bir sivri akıllı çıkıp da “Top sahasından ne olacak? Top karın mı doyuruyor?” demeyecektir. Topun karın doyurduğu anlaşılalı uzun zaman oldu. İkincisi, top sahası istenmedi de başka bir şey istendi mi acaba? Belli ki Sayın Salih Cora Şalpazarı’na özel bir önem veriyor. Ne vekiller gördük biz, Şalpazarı’na şöyle bir uğrayıp da ayrılana kadar yüzünü tiksintiyle buruşturarak gezen…
Neyse. Demek ki benim canım hemşehrilerim bir şey istemiyorlar. Acısu’yla startı verilen şenlikler de başlıyor nasıl olsa. Bu sene mecburen verilecek Ramazan arasından sonra gurbettekiler de hücum edecek, dağlar bir güzel şenlenecek. Bütün kurtlar, dertler dökülecek. Hiçbir tasamız, sıkıntımız kalmayacak.
Okancığım, Şalpazarı’nda top oynarken değil ama gördüğün gibi şu yaşımızda fena halde ofsayta düştük. Önümüzdeki pozisyonlara bakacak ve dikkat edeceğiz artık. Yapacak bir şey yok.
Bülent Şirin-Şalpazarı Haber